Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gülbahar orta boylu, dolgundu. Duru, açık bir teni vardı. Buğday benizliydi. O, kız kardeşlerinden başka türlüydü. Ağrıdağı kadınları gibi üst üste dökmeli fistanlar giyer, saçla- rını kırk örgü yapardı. Gerdanlığı altındı. Ayak bileklerine Ağrıdağı kadınları gibi altın, inci, zümrüt halhallar takardı.
Her şey girer yoluna, gündüzün ya da gecenin birinde…
Reklam
Hiçbir avcı çukura dökülen ufacık bir derede inci aramaz.
Burnun büyüdü mü İnci? Hani Pinokyonunki gibi..Sen anlatmıştın, Pinokyo diye bir kukla varmış.Yalan söyleyince burnu uzuyormuş. Yalan söylersen senin de burnun büyür demiştin bana. Sen de yalan söyledin. "Seni bırakıp gitmem. Gidersem seni de götürmeye çalışırım." Hatırlıyor musun, böyle söz vermiştin. Ama "Hoşça kal," bile demeden gitmişsin. Ben uyurken.
En güzel ve en tatlı günler çok şahane ya da çok heyecanlı şeylerin olduğu günler değil, kopmuş bir kolyeden birbiri ardına düşen inci taneleri gibi basit mutlulukların yaşandığı günlerdir bence.
208 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Jacqueline Raoul-Duval'ın "Ebedi Nişanlı Kafka" adlı kitabı, Franz Kafka'nın aşk hayatını ve ilişkilerini mercek altına alıyor. Kitap, Kafka'nın dört büyük aşkını ve bu aşklar etrafında şekillenen edebi üretimini inceliyor. Kafka'nın Felice Bauer, Milena Jesenska, Julie Wohryzek ve Dora Diamant ile olan ilişkileri,
Ebedi Nişanlı Kafka
Ebedi Nişanlı KafkaJacqueline Raoul-Duval · Can Yayınları · 201542 okunma
Reklam
Sevgi insanın dünyaya açılan en güzel penceresidir.
Çeşitli biçimlerde düzene baş kaldırmış insanlara saygı duyuyordum. Olumsuzluklara karşı olmak ve insanın inandığı şeyler uğruna mücadele etmesi doğru ve gerekli geliyordu bana.
KARGA KAHVALTISI
"Kalbi hızlı hızlı atıyor,nefesi kesiliyor gibi oluyordu.Bir an önce buradan gitmeliydi.O yüzden daha yavaş hareketlerle kalkmaya çalışırken gözünü de o şeyden ayırmıyordu. İskelet bir kadına ait olmalıydı. Boynunda beyaz,kocaman inci bir kolye vardı. Parmaklarında da yüzükler...Keçeleşmiş olmasına rağmen omuzlarından aşağı dökülen saçları...Üzerinde kırmızı olduğu anlaşılan, delik deşik olmuş bir elbise vardı, ayağının birinde de siyah ökçeli bir pabuç duruyordu hala. KARGA KAHVALTISI adlı kitabımdan 🤗
112 syf.
9/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Asıl suçlu kim?
Lisans tezimin konusu Marquez’in Yüzyıllık Yalnızlık eseriydi. Bu nedenle hem Marquez’le hem Yüzyıllık Yalnızlık’la aylarca çok vakit geçirdim. Marquez’in edebiyattaki besin kaynağına, hayal dünyasına, yaşantısına ayırdığım zamanı düşününce tekrar iyi ki diyorum. Kırmızı Pazartesi eserini okuduğumda tüm öğrendiklerimin yanında sindire sindire okumama vesile oldu tüm bu bilgiler… Marquez, toplumunu tanıyan bir yazar. Eserlerinde de toplum bilincini sosyolojik bir açıdan sunuyor. Yazdıklarının çoğunu gerçek hikâyelere dayandığını öne sürüyor. Hayal dünyasından çok deneyimlerinden yola çıktığını anlatıyor. Diğer yandan aktif olarak politikanın içerisinde yer alan yazar, aktivist bir gazeteciyken sergilediği tavrı yazar olduğunda da sürdürüyor. Öyle ki Kırmızı Pazartesi kusursuz bir toplum ve vicdan eleştirisi… Kırmızı Pazartesi, temelde bir töre cinayetini konu ediniyor. Angela, kasabadaki varlıklı bir adam olan Bayardo San Roman’la evlenir. Bayardo, düğün gecesi Angela’nın bekâretinin bozulmuş olduğunu öğrenir ve kızı, baba evine geri götürür. Bu durum, bir namus sorununu ortaya çıkarır. Angela’nın ikiz kardeşleri Pablo ve Pedro Vicario, kız kardeşinin namusunu temizleme sorumluluğunu üstlenir. Aynı zamanda Vicario kardeşler içinde yaşadığı toplumun yasasına göre hareket etmişlerdir. Bu durum okurda suçlu-suçsuz muhakemesi yaptırıyor. “Eserde asıl suçlu kim?” sorusunu sorduğumuzda; en belirgin suç toplumun eylemsizliği diyebilirim. Bir çırpıda soluksuz okuyacağınızın garantisini vereceğim Kırmızı Pazartesi’yi okumak için hiç vakit kaybetmeyin. Marquez’in her kitabına kefilim. Keyifli okumalar…
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178,1bin okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.