"Telgrafın tellerini kurşunlamalı"
Öyle değildi bu türkü bilirim
Bir de içime
Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen
Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek
Bazan gelmesi beklenen bazan ansızın çıkagelen
Haberler bilirim mektuplar bilirim
Gamdan dağlar kurmalıyım
Kayaları kelimeler olan
Kırkikindi saymalıyım
Kırk gün
Amerika ve Avrupa’nın başkent ve şehirlerinde gezerken mutlaka bir gezi rehberi edinirim. İnternetteki bilgilere veya uygulamalara itibar etmem. Ama her gezi rehberi de bir gezi rehberi değildir. Gezi rehberi kitaplarının Akademik ve tarihi araştırması olmalı, baş kaynak kabul edilen kitaplardan faydalanmalıdır.
İstanbul kozmopolit bir şehir.
Çöl çöl olmuş kalbimiz bir hal olmuş bize
Ne bülbül kalmış ne gül bir hal olmuş bize
Yağmalanmış kalbimin ülkesi Kudüs
Filistin ve Endülüs bir hal olmuş bize
Buhara nerede ey baharı unutmuş kalbim
ama nerede bu akşam bir hal olmuş bize
Suyu arayan fakat aradıkça susayan, susadıkça da arayan bir adamın hikayesi bu kitap.Bu kitap özüne ulaşmanın, kimliğini bulmanın, tek bir ideolojiye saplanmayıp, türlü türlü fikirlerle tanışıp hepsinden kendini inşa etmenin kitabı bir yerde.
Osmanlıcılık, turancılık, cumhuriyetçilik ve en sonunda öze dönüş ve içe dönüşün bir hikayesi
"Bu şehir tıpkı Roma gibi yedi tepe üzerine kurulmuştur. Yedi gezegenin, yedi günün, yedi ana günahın, yedi faziletin, yedi rengin ve henüz bilmediğimiz başka yedilerin aşkına burası halen Doğu'nun başkentidir. İnsanlık devam ettikçe hatırlanacak tek būyük imparatorluğun, Roma İmparatorluğu'nun iki baş kentinden biri ve en esrarlısıdır. Şimdi seyrettiğiniz bu siluet İstanbul'un bizatihi kendisidir. Şu görkemli camilere bakın! Bunlar sadece ve sadece buraya has yapılardır..
Dünyanın hiçbir yerinde bunların bir benzerini göremezsiniz. Çünkü bunlar bu esrarengiz toprağın neredeyse kendi kendini yoğurarak oluşturduğu acayip eserlerdir.."