Nazım Hikmet:
“Su başında durmuşuz.
Su serin,
Çınar ulu,
Ben şiir yazıyorum.
Kedi uyukluyor
Güneş sıcak.
Çok şükür yaşıyoruz.
Suyun şavkı vuruyor bize
Çınara bana, kediye, güneşe, bir de
ömrümüze.”
Ahmed ibn Fâris :
“Keder göğsümü sıkıştırıp ezdiğinde;
Derim ki: Belki dağılırlar günün birinde;
Yoldaşım bir kedi, sadık dostum
Kitaplar, lambaysa sevgilimdir!”
mavi gezegen diyorlar bu çöplüğe, mavi de uzaktan
burada pavlov'un köpeği, schrödinger'in kedisi,
daha adını duymadığımız bin çeşit teori, lazım da değil, görmeyi dileyene hayat tanımlar
çıkarsızım, sabırsızım bunu seviyorum
burada her şey melhame-i kübra veya marilyn monroe gibi işliyor
ortadoğu' da zulüm ve şampiyonlar ligi aynı anda devam ediyor
ve hala çınlıyor kulaklarımızda, cezayir'li
mücahidelerin zılgıtları
yani garbın cemali hep bir ambalaj, bir maske, hep bir boya
şark sütten çıkmış ak kaşık; "ya allah bismillah allahu ekber
"Gam ve kasavetten göğsüm daralınca, dedim ki:
Gün gelir dağılıverirler belki bütün dertler.
Yoldaşım kedi; can dostum kitaplar,
Ve sevgilim kandilimdir!"
(Ahmed ibn Fâris, ö.932)
mavi gezegen diyorlar bu çöplüğe, mavi de uzaktan
burada pavlov'un köpeği, schrödinger'in kedisi,
daha adını duymadığımız bin çeşit teori, lazım da değil, görmeyi dileyene hayat tanımlar
çıkarsızım, sabırsızım bunu seviyorum
burada her şey melhame-i kübra veya marilyn monroe gibi işliyor
ortadoğu' da zulüm ve şampiyonlar ligi aynı anda devam ediyor
ve hala çınlıyor kulaklarımızda, cezayir'li
mücahidelerin zılgıtları
yani garbın cemali hep bir ambalaj, bir maske, hep bir boya
şark sütten çıkmış ak kaşık; "ya allah bismillah allahu ekber"