Küçük de olsa güzellikler, insanın içini açacak fevkaladelikler de yok mu peki hayatta?
Sayfa 167
400 syf.
8/10 puan verdi
Ah şu özgün konusuyla, muhteşem kurgulanıp, güzelce kelimelere dökülmüş, fantastik alemler kitapları ahhh... Onlar benim canlarım, ciğerlerim, herbirşeylerim, kıymetlimislerim. Yani kitabı pek beğendim, çok beğendim, aşırı beğendim. Son zamanlarda çıkmış tüm fantastik romanların arasında açık ara en iyisiydi bence. Büyük bir sabırsızlıkla ve heyecanla ikinci kitaba hemen dalıyorum, hadi bana rastgele.
Bir Karanlık Pencere
Bir Karanlık PencereRachel Gillig · Olimpos Yayınları · 2023529 okunma
Reklam
Nasıl bir his biliyor musun? oda geniş ama sığamıyorsun, bak kapı orada ama çıkamıyorsun, pencere açık ama nefes alamıyorsun, bir şeyler düğüm düğüm dizilmiş boğazına, ama ne yutabiliyorsun ne atabiliyorsun.
Cemal Süreya
Cemal Süreya
Yürümek istemediğiniz yerler vardı; pencere ya da kapı kilitleriyle ilgili, perdeleri çekmek ve ışıkları açık bırakmak gibi önlemler vardı aldığınız. Yaptığınız bu şeyler dua gibiydi; onları yapar ve sizi koruyacağını umut ederdiniz. Hem çoğu zaman korurlardı da. Ya da bir şey korumuştu; hâlâ hayatta olduğunuz gerçeğinden çıkarabilirdiniz bu sonucu.
"O lanet olası filmler yüzünden!" diye bağırdı oğlu. Batıdan kutu kutu getirilen, sinemalarda saatlerce oynatılan o lanet olası filmler yüzünden sokaktaki insanımızın jestleri saflığını kaybetmeye başlamış. Açık seçik farkedilemeyen bir hızla, insanlarımız kendi hareketlerini bir yana bırakıp, başka insanların hareketlerini benimsemeye, taklit etmeye başlamışlar. Babasının, bu yeni, yapmacıklı hareketlere, bu anlaşılmaz jestlere duyduğu öfkenin haklılığını göstermek için oğulun sayıp döktüğü ayrıntılarla lafı uzatmak istemiyorum: Filmlerden öğrenilmiş bütün o kahkahaların, pencere açmaktan kapı çarpmaya, çay fincanı tutmaktan, ceket giymeye kadar varan bütün o öğrenilmiş ve yersiz jestlerin, baş sallayışların, kibar öksürüklerin, öfke anlarının, göz kırpmaların, yumruk atmaların, fıldır fıldır oynayan o kaşların, o gözlerin, bizim kaba çocuksuluğumuzu öldüren o kibarlıkların ya da sertliklerin hepsini bir bir anlattı. Babası, saflığını kaybetmiş bu melez hareketleri görmek bile istemiyormuş artık. Bu yeni ve düzmece hareketlerden etkilenip kendi "evlatlarının" saflığını bozmaktan korktuğu için atölyesinden dışarı çıkmamaya karar vermiş.
Sayfa 64 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
Ne yaşadığımız yere aitiz, ne içimize gurbet acıları bırakan başka bir yere... Her gün olduğumuz yerdeyiz hep ama sanki yine de kaybolmuşuz.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.