204 syf.
·
Puan vermedi
·
39 günde okudu
Belkisiz azıcık spoiler
Merhaba çocuklar. Canım sıkılıyor, akşam, kitabı yeni bitirdim, bir süre inceleme yazabileceğim bir kitap okuyacağımı sanmıyorum, dolayısı ile önceki incelemede belirttiğim "gonoldo bonon gobo kotoploro oncolomo yozon boro doğolom" lafımı geri alarak, birkaç düşüncemi dökeceğim tadından yenmez bir inceleme(??) yazmaya karar verdim. Sıkı okurluğumu elimde tutmak için ciddi bir inceleme yazana kadar burada kalacak. <3 Çocuklar. Bir fikir inandırıcılığını en gerçekdışı yanlarından alır, bu yüzden en kolay yutulur olanlar en büyük yalanlardır(kitaptan). Kendinizi size söylenmiş koskocaman bir yalan zincirinin içinde bulduğunuzu düşünün. Söylenen fikirlerin mantıksızlığı karşısında dilinizin tutulduğunu, ama zamanla(aslında çok kısa bu zaman) bu saçma yalanlara inandığınızı düşünün. Kitabı okurken yaptığınız şey tam olarak bu. Aptal yerine konuluyorsunuz çocuklar. WHICH MEANS AWESOME!!!! Kendimi bir inceleme yerine rakı masasında oturmuş anılarımı anlatıyormuş gibi hissediyorum. Devam ediyoruz. Özetle, öneriyorum! Öneriyorum sayılır. Alper Canıgüz'ü ne kadar sevdiğimi biliyorsunuz. Bu kitap da harika idi. EVET SİZE DE HARİKA OKUMALAR! <3
Gizliajans
GizliajansAlper Canıgüz · İletişim Yayınları · 20135,1bin okunma
Dualar Gazze'ye olsun bu akşam da...
geçen, eksilen ömre dönüp bakacak kadar vakit bulursam gazze'de bir çocuğu yalnızca bir dakika anlasın, duysun, hissetsin diye dünya ümitle dua ederim
Sayfa 165 - Dergah Yayınevi
Reklam
192 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Büyük şehirde yayinevi işleten Reither, işler yolunda gitmeyince her şeyi bırakıp Alpler'in eteğinde bir kasabaya yerleşiyor.Bir akşam Reither’in kapısı çalınır ve kapıyı çalan konuk ise daha önce şapka dükkanı olan bir kadın, Leonie.Ayaküstü tanışmışlığın ve sohbetin üzerine ani bir kararla gün doğumunu izlemek için yolculuğa çıkmaya karar verirler.Birbirini hiç tanımayan bu ikili, yol boyu yaşadıkları pişmanlıkları,özlemleri ve kırgınlıkları hakkında konuşurlar. Başa Gelen,bir yol romanı ve ben yol hikayeleri okumayı çok seviyorum,çünkü aynı yolculuğu sende yapıyormuşsun hissiyatı veriyor.Farklı bir üslup,farklı bir anlatım tarzıyla yazılmış güzel bir eserdi.Ben severek okudum sizlerede tavsiye ederim.
Başa Gelen
Başa GelenBodo Kirchhoff · Can Yayınları · 202066 okunma
seni sırtından hançerlediler çünkü başka şansları yoktu! risk almayı gerektirir seninle göz göze gelmek seni sevmek bir insanı sevmenin iskelesidir bugün ne dünden bir sonraki gündür ne yarından bir önceki bugün hem dünkü gündür hem yarın ve sonraki yani mütemadiyen seninle yaşıyor olabilmek gibi bir bahtım var mesela bir akşam resul'ün evine giderken beni de uykumdan al
Hz.Ali'ye MektupKitabı okudu
henüz yaz mevsimine girmemiş idiysek de, global ısınmanın etkisiyle ipini koparan havuza koşmuştu. yüzen, güneşlenen, tıkınan; şişman ya da sıska, tüysüz ya da aşırı kıllı, akça pakça ya da kapkara gövdeler 'normal' denen şeyin sadece teorik bir kategori olduğunun kanıtı gibiydi. ve sesler! ortalamaya güç bela yaklaşabilecek zekâ düzeylerinin en az on puanlık bir kısmını soyunma odasında bırakmış gençlerin şuursuzca kahkahaları, bellerinde birer can simidiyle suya atılmış çocukların acı dolu çığlıkları, bu zavallıları boş yere cesaretlendirmeye çalışan ebeveynlerinin bağırış çağırışları, havuz kenarından yükselen tavla şakırtıları ve telefon zilleri bir cehnennem senfonisi husule getiriyordu. buna bir de tramplenden her atlayışlarında, birilerinin üstüne düşen ya da havuz kenarındakileri sırılsıklam eden gösteriş budalaları ile bunların tezahüratçılarını ekleyin.
lamalar ve insanlarKitabı okudu
sevdiğiniz birinin ölümü, örneğin, yüzleşmenizi sağlayabilir kendinize söylediğiniz yalanlarla. ya da ananızdan yediğiniz okkalı bir dayak. üstelik siz, ananızın canınıza okumak için haklı duygusal gerekçeleri bulunduğuna inanmaya hazırken, içinizi parçalayan onun gözü dönmüşlüğü değil, beyninizi zedelememek için sopayı sadece kollarınıza ve bacaklarınıza indirecek kadar düşünceli davranması olabilir. nihayet onun elinden kurtulup kendinizi odanıza attığınızda pencereden giren akşam güneşinin ışığında neşeyle dans eden tozlar dört bir yana dağılır. onların huzurunu kaçırmak sizi öyle çok üzer ki, içiniz feci bir dışlanmışlık duygusuyla dolar. birden gözlerinize yaşlar hücum eder. bu küçük sevimli yaratıkların sizden korkmasını hazmedemezsiniz. iki saatlik dayak seansına gık demeden katlanan siz, yere kapanıp zırıl zırıl ağlamaya başlarsınız. sonra bir toz tanesi gelip parmağınızın üzerine konuverir. usulca oynatırsınız parmağınızı. hala oradadır. derken diğerleri ona katılırlar. uerde yatarken üzerinize toz tanecikleri yağar. sırt çevirdiğiniz hayat o noktada sizi kucaklarken hıçkırıklarınız fraktal bir dans müziğine dönüşür. bir gün toz zerrecikleri sizi bağrına basarsa bilin ki ya nirvanaya ulaştınız ya çıldırdınız. hangisi olduğuna kendiniz karar vereceksiniz.
Sayfa 109 - öcülerin öcüKitabı okudu
Reklam
263 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.