224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
40 günde okudu
Bir yerden başlasam ama nerden diyenlere; Dirilt Kalbini
Bu kitabı okumanız için sürüyle neden sayabilirim. - Nouman Ali'nin videolarına âşinâysanız, tarzını biliyorsanız tamamdır; kitap da aynen o tarzda ve o keyfi veriyor. Tercümesini yapan Feyzanur Can'a çok teşekkürler bu sebeple. - Yok hiç izlemedi ve bilmiyorsanız tereddütsüz söyleyebilirim ki; müthiş bir anlatımı var. - Hayatımızda karşılaştığımız en büyük sorunlardan, farkında olmaksızın yaptığımız tüm hatalara eşsiz bi' bakış açısı getirerek ve asla 'ayrıştırmadan' eleştirerek çözüm önerileri, hatta çok sevdiğiniz bi' abinizmiş gibi hissedeceğiniz tavsiyeler sunuyor. - Arapça dilbilgisine inanılmaz hâkim ve bu hâkimiyetini Kur'ân'ı açıklarken bol bol kullanıyor. Kendinizi Arapça öğrensem ya? derken bulabilirsiniz. - Her zaman söylüyorum; teşvik ediciliği üst düzey bi' adam. Biraz motive olmaya, teşvik görmeye ihtiyacı olanlara biçilmiş kaftan. - Evet yaaa nasıl biliyor içimden geçenleri... cümlesini kendinize çok sık kuracağınız bi' anlatımla tabiri câizse silkeleyip kendine getiriyor okuyanı. - İslâm'ın kısıtlayan değil özgürleştiren, yasaklarla boğan değil aslında kişiyi koruyan, asla eskimeyen, günceli daima bünyesinde barındıran, öğrenildiği ve en mühimi 'anlaşıldığı takdirde' korkmaktan çok âşık olunacak bi' din(hatta yaşam tarzı hâline getirilmesi gereken) olduğunu en öz ve net biçimde anlatmış.
Dirilt Kalbini
Dirilt KalbiniNouman Ali Khan · Timaş Yayınları · 201710,3bin okunma
Özleştiemecilik ya da Tasfiyecilik: Türk Esperantosu
Özleştiemecilik, dilimizden Arap, Acem köklerinden gelmiş bütün sözcükleri çıkararak, bunların yerine Türk kökünden doğmuş eski sözcükleriyle ya da Türkçe köklerden yeni eklerle yapılacak yeni Türk sözcüklerini koymak demekti. Bu kuramın edimli uygulamasını göstermek üzere yayımlanan kimi makaleler ve mektuplar, sağbeğenisi olan okuyucuları tiksindirmeye başladı. Halk diline geçmiş olan Arapça ve Farsça sözcükleri, Türkçeden çıkarmak, bu dili en canlı sözcüklerden, din, ahlak, felsefe terimlerinden yoksun bırakacaktı. Türkçe köklerden yeni yapılan sözcükler, dilbilgisi kurallarını karıştıracağından başka, halk için yabancı sözcüklerden daha yabancı, daha bilinmeyen olacaktı. Bu yüzden bu akım, dilimizi yalınlığa, açıklığa doğru götürecek yerde karışıklığa ve karanlığa doğru götürüyordu. Bundan başka doğal sözcükleri atarak, onların yerine yapay sözcükler koymaya çalıştığı için, gerçek bir dil yerine, yapay bir "Türk Esperantosu" oluşturuyordu. Yurdun gereksinimi ise, böyle yapma esperantoya değil, bildiği ve anladığı, alışılmış, yapay olmayan sözcüklerin bileşkesi bir anlaşma aracına idi...
Sayfa 8 - İnkılapKitabı okudu
Reklam
Bilinmeyen Kelimeler
Sarf: Dilbilgisi Nahiv: Cümle bilgisi Kullanımı: Babam ilk zamalarda Emsile ve Avamil gibi Arapça sarf ve nahiv kitaplarından gayrı, sonraları mektep kitaplarının dışında kitap okumanın aleyhinde idi.
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
-
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Yazı ve konuşma dili arasındaki bu ilgiyi belirten dilbilimi ayrıca hiçbir dilin saf olmadığını hiçbir dilin tamamiyle sag olmadığı ve olamayacağını da göstermektedir. Gerçekten de mesela on binlerce kelimelik Fransızca da Frankların öz malı olan kelimelerin sayısı iki yüzü geçmez. Kalanının büyük bir kısmı Latin, bir kısmı Grek menşelidir. Yüzbini aşan bir kelime haznesine sahip Ingilizce'nin ise, yarıdan fazla kelimesi Fransızca 'dan geçmiştir. Çok geniş ve saf olduğu sanılan Arapça 'da Ibrani, Süryani, Türkçe menşeli kelimelerin bulunduğu gerçektir. Başka dillerden kelime almak bir dil için kusur değildir. Kötü olan başka dillerden geçme gramer şekilleridir. Bir kelime ses, şekil ve anlam değişikliğine uğrayarak bir dile yerleşmişse ve onunla deyimler yapılmışsa artık bu kelime o dilin malı sayılır. Bütün batı dillerinde böyle bir durum vardır. Kimse yabancı asıllıdır diye kelimeleri dilden atmayı düşünmez.
Geri111
115 öğeden 111 ile 115 arasındakiler gösteriliyor.