Eskiden İnternetin bu kadar yaygın olmadığı dönemlerde mektupların ve makalelerin birer mermi misali hasma doğru atıldığı bilinir. Bazı yazarlar deyim yerindeyse ekmeğini mürekkeple kağıdın birleşmesinden çıkarır. Misal Peyami Safa... Türk edebiyatının kıymetli ismi Safa Nazım Hikmet'le söz dalaşına girer. Ama bu düelloda Nazım Hikmet, Namık
Bir nim neş'e say bu cihânın bahârını
Bir sâgar-i keşideye tut lâlezârını
Nedim
(Bu dünyanın baharını bir yarım neşe say, öyle kabul et,
Gördüğün lale bahçesini de içilip bitirilmiş kadehle bir tut.)
-Sevginin niçini olmaz ki efendim... Düşünsem belki mâkul bir sebep bulabilirim. Fakat bu hakikî sebep olmaz. Çünkü biz önce severiz. Sonra sevdiğimiz şeyin güzel taraflarını bulmaya çalışırız.