Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dayak yiye yiye bu şehirde yaşamayı öğrenecekti. Hep tetikte olacaktı. Yasaktı dalgınlık. Daldı mı, büyük şehir insanı kornalar, çanlar, küfürler, gıcırtılar, çarpmalarla kendine geliyordu. Onlar da mı dalmıştılar. Yoksa bu şehir onları da mı kendilerine getirecekti?
Reklam
İçindeki bu katkısız sevinç neydi? Aradığının bu kadar güzel olacağını hiç düşünmemişti. Nasıl bakıyorlardı birbirlerine!
Bütün bu “siz”ler, “iz”ler, “uz”lardan sıkılırım ben. Yapmacık, fazlalık gibi gelirler bana. İkinci konuşmamda ‘sen’ diyemeyeceğim biriyle bir daha konuşmam. Ne dersin(iz)?
Adınız Güler, değil mi? -Ben daha sizinkini bilmiyorum. Öğreneceksiniz. Bence insanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır. Doğar doğmaz, o bilmeden başkaları veriyor. Ama yapışıp kalıyor ona. (Sustu. Bir sigara yaktı.) Bakın şimdi adımdan daha önemli bir şey biliyorsunuz: Sigara içtiğimi.
İlk Yaz
Sevgi dedikleri bu iç karışıklığı, bu özlem mi yoksa?
Reklam
İlk Yaz
İnsanların düzeninde bütün ayrıntılar önemliydi. Günlerin adı bile…
İlk Yaz
Bazen, görünür bir sebep olmadan, insana önünden geçtiği yapı, bir sokak köşesi, üstünde oturduğu sandalye hayatında önemli bir yer tutacakmış gibi gelir.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.