Gül resmi yapsa bülbül ona aşık olur, bulut resmezse yağmur yağar, deniz çizse balıklar yüzer, hatta bir güzeli tahayyül etse fırçası daha kağıda değmeden resim bitmiş olur.
Bu yazılar tarihin olup bitmiş hadiselerin koleksiyonu değil, halen yaşadığımız, hatta sırtımızda ağır bir yük olarak geleceğe taşımaya çalıştığımız bir gerçeklik olduğuna herhangi bir şekilde işaret etmeliydi.
Korkudan öz babasını ihbar eden alçakların bile çıktığı Stalin devrinin korkularını henüz üzerlerinden atamayan aydınlar, “doğmaca
kardaş”larına bile güvenmemektedirler. Vahabzade, bu psikolojiyi İki Korku adlı şiirinde şöyle anlatır:
O vakt şüpheyliydi oğuldan ata,
Gelinden kaynana, atadan oğul.
O vakt susardılar hayırda, şeirde,
İdraki,