Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sahi sizin (bizim) kaç dostumuz var
Baba ve oğul konuşuyorlarmış. Babası oğluna sormuş, "Senin kaç tane dostun var?" Oğlan cevap vermiş: "Ohooo yüzlerce..." Babası oğluna açıklamış. "Bak oğlum" demiş insanın bir sürü arkadaşı olabilir ama yüzlerce dostu olamaz. Dost dediğin diğer arkadaşlara benzemez. İnsanın hayatı boyunca ancak 1 ya da 2 tane dostu
Babamı götürdüler. Gece. Bizim odamızın da ışığını yaktılar. Ağabeyimle ben uyandık. Ama ben gözlerimi açamadım, beyaz beyaz ışıklar gördüm. Sonra annem geldi. Sesini duydum. "Çocukları uyandıracaksınız!" dedi onlara. Kardeşim ağlamaya başladı. Annem onu kucağına aldı. Sabah olunca annem evi topladı. Yerdeki kitapları kaldırdı. Babamın arkadaşları geldi. Bize çikolata verdiler. Çikolata yedik.
Sayfa 12 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
hayatın bu safhası çok boktan.. =\
Ba­bamın, yakın arkadaşları birer birer ölürken ne kadar yalnızlaştığını anladım.
Babamın bir sözü vardır: "Ayakkabı boyacısı olabilirsin, yeter ki en iyisi olmaya bak," der.
Ali telefonda. "Anne, birisi aradı. Beyoğlu'ndaki babamın adı verilen resim galerisinin önüne yaptığımız rölyefleri atmışlar, kıyamamış almış gitmiş, ilgilenmemizi istiyor." Nasıl yani? "Kemal Sunal Resim Galerisi…" Bakan, arkadaşları, sevenleri, ailesinin katılımıyla görkemli bir açılışla hizmete sunulmadı mı? Hepimiz toplanıp O'na olan saygımızı, sevgimizi ölümsüzleştirmek için orada hazır bulunmadık mı? O, sanatı ve yaşantısıyla örnek bir insan değil miydi? O'nun için ne yapsak azdı hani? Ya arayan yanlış anlattı, ya da Ali anlayamadı… Ali verilen numarayı aradı. Bina satılmış, tadilata girmiş. İçerideki eşyalar, molozlarla birlikte kapının önüne atılmış, kamyona yüklenmek için bekliyormuş. Galerinin temizlik görevlisi O'na duyduğu hayranlık ve saygısından dolayı bu görüntüye dayanamamış. Ali'nin telefonunu bulup haber vermiş. Hemen oraya bir kamyonet gönderdik. Aylarca üstünde sabahlara kadar çalışılan rölyefleri ve O'na ait fotoğrafları aldırdık. Ali donmuş kalmıştı. Çalışmanın, yaptığı işe saygı duymanın, ailesine ve dostlarına dürüstlükle bağlı olmanın, yıllarca vergi rekortmenleri arasında üst sıralarda yerini almanın nasıl değerlendirildiğini anlamaya çalışıyordu… Bu konuyu tartışacak muhatap yoktu. Kimse ne olduğunu bilmiyor, merak da etmiyordu… Bize haber veren, ismini bile bilmediğimiz dostumuza teşekkürler…
Sayfa 105 - Doğan KitapKitabı okudu
48 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Kısa ama hafızanıza kazınıcak bir hikaye okumak isterseniz Ömer’in Çocukluğu doğru tercih olur. Ömer’in yani Muallim Naci’nin 8 yaşına kadar olan anıları yer alıyor. Ailesi,arkadaşları,kedisi Fındık,hoca efendi,mahallede ki komşuları, aklında,anısında kalam tüm anları hem gülerek,biraz da buruk bir şekilde işledi kalbime. . . Bir gün erkenden mektebe gitmiştim. Yemek yemek için öğle vakti döndüm. Sokağın köşesini dolaşınca bizim kapının önünde bir kalabalık gördüm. Telaşla ilerledim. Yaklaşınca kalabalığın arasında hayal meyal babamın tabutunu gördüm. Kapının önündeki yüksek yere konulmuştu . Dünyaya geleli öyle yürek acısı hissetmemiştim. Tabutu Götürüyorlardı. Şimdiye kadar öyle feci bir manzara görmedim. Gözümün önünden gitmiyor! Tabut köşebaşını dolaşıncaya kadar aralıksız yaş akıtmakta olan gösterimle takip eyledim. ahh… Babacığım!
Ömer'in Çocukluğu
Ömer'in ÇocukluğuMuallim Naci · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20196,1bin okunma
Reklam
İlmin, öğrenmenin ve düşüncenin zevkine erken vardım ben. Saatlerce onları dinle, kafam karmakarışık olurdu. Onlarca soru birikirdi zihnimde. Arkadaşları gidince, hızlıca babamın yanına gider, önünde diz çöker, sorularımı ona sorardım. Benim yaşımdaki birinin ilgilenmemesi gereken konularla ilgili sorularımı babam, anlayabileceğim bir şekilde anlatır, bir taraftan da gururla başımı okşardı. Bazı geceler dışarıya çıktığımı, evimizin önünde ağacın tepesinden gökyüzünün derinliklerine baktığımı hatırlıyorum.
Benim dedemin babası 8 sene askerlik yapmış.. O zamanlar askerlik süreleri böyleymiş.. (1850'lere denk geliyor sanırım) Bir defasında ordu ile Üsküdar Ayrılıkçeşme'den yola çıkıp Musul'a kadar yürümüşler. Zaten oraya Ayrılıkçeşme denmesinin sebebi de bu imiş. Her 50-60 kilometrede bir yiyecek içecek tedarik depoları varmış. İlk
250 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhabaaaaa.... Hangi anne baba aynı anda çocuklarına bol bol zaman ayırabiliyor? Ekonomik ve yaşam koşullara bakacak olursam sanırım hiçbir anne baba çocuklarına 7/24 saat zaman ayıramaz. Can, çok duygusal bir çocuktur. Ailesinin onunla yeteri kadar ilgilenmediğini, onunla beraber oyun oynamadıklarını, onu sevmediklerini düşünür ve bu duruma
Can ve Arkadaşlarının Zaman Makinesi Macerası
Can ve Arkadaşlarının Zaman Makinesi MacerasıTuğba Güner · Pembe Fil Yayınevi · 202418 okunma
265 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.