260 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Varlık zamanın özüdür." vs "Zaman varlığın özüdür."
Martin Heidegger
Martin Heidegger
'in 1927 yılında yazdığı Magnum Opusu '
Varlık ve Zaman
Varlık ve Zaman
'; filozofun nezdinde henüz miâdını doldurmamışken, onun ışığında
Immanuel Kant
Immanuel Kant
ve
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
Georg Wilhelm Friedrich Hegel
felsefeleri hakkında kritiklerini ders notları olarak oluşturmaya başlamıştı. İşte bu kitap da Heidegger'in Hegel'in en meşhur -ama onu kapsayan
Mantık Bilimi (Büyük Mantık)
Mantık Bilimi (Büyük Mantık)
ve
Mantık Bilimi (Küçük Mantık)
Mantık Bilimi (Küçük Mantık)
eserleri kadar
Hegel’in Tinin Fenomenolojisi
Hegel’in Tinin FenomenolojisiMartin Heidegger · Alfa Yayınları · 202050 okunma
Türkçüler Hazırlık İçinde: Türkeş ve Arkadaşları Ne Yapacak? Millî Yol'un ilk sayılarında Atsız'ın yazısının bulunmayışı, buna karşılık Orkun'un ilk sayısında bir yazısının yer alması, Altan Deliorman'ı "Acaba Atsız, Millî Yol'a biraz buruk mu?” diye düşündürtür. Deliorman, "Kendisine niçin yazmadığını sorduğum
Reklam
288 syf.
10/10 puan verdi
Bazı kitapların okunma zamanlarının olduğuna inanırım. Bir anlamda kişinin kendinden ziyade kitap kendisini okutma ihtiyacı hisseder. Garip bir his. Ne zaman lüzumlu olduğuna kendisi karar verir bazı kitaplar. Ben buna inanırım. Çıkmak istediğiniz ve kur yaptığınız birinin size yüz vermemesi, nazlanması gibi adeta. Okumak istesenizde o okunmasına izin vermez, bir telaş bir iş araya girer ve kendisini unutturur. Hanne Almanya ya göç etmiş bir ailenin hiç yüzü gülmeyen, kendini hep yalnız ve mutsuz hisseden sadece melek annesinden sevgi gören talihsiz bir kardeşimiz. Beni en çok da etkileyen gerçek bir hayat hikayesinden alınıp güzel bir esere dönüşmüş olmasıydı. Bana köprüler lazım duvarlar değil diyip içinde bulunduğu yalnızlıktan sıyrılmak için annesinin okuduğu #mesnevi yi okurken ki yolculuğu ona doğru yolu bulmakta bir ışık oluyor. Belkide içinde kaybolduğu benliği bulmak için Rabbım onu böyle bir yola sürüklüyor. Gerçek aşk nedir? İnsanın yaratılmış olana bağlanmasımı yoksa onu Yaradanı sevmesimi. Yaradılış gayemizi unutmadan Yaratılanı Yaradan dan ötürü sevmek asıl emel ve gaye bu olmalı. Bir roman dan ziyade bir yol göstericiydi. Sizlerde Roman okumayı seviyorsanız Maziye geri dönme imkanım olsaydı bugünkü aklımla acıya sebep olan ne varsa kıyasıya mücadele ederdim.Bunu şimdi böyle söylüyorum da buna gücüm yetermiydi bundan hiç emin değilim. Ne büyük acıymış i sanın kendinden daha yaralı birinin karşısında kendisini bulması. Varlığına tutunmak istediğimin aslında bende umut araması. #hannekitap #bahadıryenişehirlioğlu #timaş #timaşyayınları #türkroman #öykü #yaşanmışhikayeler #kitapaşkı #kitaptavsiyesi
Hanne
HanneBahadır Yenişehirlioğlu · Timaş Yayınları · 20201,373 okunma
Amerika'dan gelip Sivas'ta kendisi ile görüşen General Harburd şöyle yazmıştır: "Mustafa Kemal otuz sekiz yaşlarında. Zayıfça, boyu posu yerinde. Asker tavırlı bir genç adam. Türklerin evde ve dışarıda başları kapalıdır. Bunun ise açık. Ateş hattında tehlikeye uğramaktan çekinmez olduğunu ve bu yüzden Alman subaylarının kendisinden şikâyetçi olduklarını işittiğimizden kendisi ile ilgili idik. Cevapları pek açık ve akarsu gibi idi. Sıkıntılı işler içinde bulunduğu, güzel tespihini hiç durmadan çektiğinden belli idi. Şahsiyeti ile arkadaşlarına kolayca hâkim olmuştu. Onun ve yakın arkadaşlarının gerçek vatansever olduklarını gördük." General Pershing'in kurmay başkanı olan General Harburd, Sivas'ta Mustafa Kemal'le görüşürken der ki: Türk tarihini okudum. Milletiniz büyük kumandanlar ye-tiştirmiş, büyük ordular hazırlamıştır. Bunları yapan bir millet elbette bir medeniyet sahibi olmalıdır. Takdir ederim. Ama bugünkü duruma bakalım. Başta Almanya, müttefiklerinizle dört yıl harp ettiniz, yenildiniz. Dördünüz bir arada yapamadığınız şeyi, bu durumda tek başınıza yapmayı nasıl düşünebiliyorsunuz? Fertlerin intihar ettikleri vakit vakit görülür. Bir milletin intihar ettiğini mi göreceğiz? Mustafa Kemal, General'e: "Teşekkür ederim, dedi. Tarihimizi okumuş, bizi öğrenmişsiniz. Fakat şunu bilmenizi isterdim ki biz emperyalist pençesine düşen bir kuş gibi yavaş yavaş aşağılık bir ölüme mahkûm olmaktansa babalarımızın oğulları olarak vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ediyoruz.
Sayfa 230 - PozitifKitabı okudu
300 yıl iyimser olmuş Führerim.
(Fransa) ordusunu, gittikçe artan bir ölçüyle büyük imparatorluğunun renkli ahalisinin kaynakları sayesinde kuvvetlenmesinden başka, zenciler tarafından istilasının Avrupa toprakları üzerinde bir Afrika devletinin doğmasından gerçekten bahsedebilecek bir surette seri yükselişler göstermesi de bunda rol oynuyor. Bugünkü Fransa'nın sömürge politikası, eski Almanya'nın politikasıyla mukayese edilemez. Fransa'nın gelişmesi şimdiki tarzda üç yüz sene daha devam edecek olursa son Fransız kanı, kurulmakta olan Afrikalı ve Avrupalı melez devletin içinde ortadan kalkacaktır. Çin'den Kongo'ya kadar uzanan bağımsız bir yerleşme arazisi vücut bulacak ki devamlı bir melezleşme tesiri altında ağır ağır oluşan aşağı bir ırkla dolu olacaktır. Fransız sömürge politikasını eski Alman politikasından ayıran vasıf da budur. Alman sömürge politikası, bütün yaptıklarımız gibi hep yarı tedbirlerden ibarettir. Ne Alman ırkının iskan topraklarını genişletti, ne de canice olmakla beraber zenci kanına müracaat suretiyle Reich'in kuvvetini takviye etme teşebbüsüne kalktı.
Sayfa 496Kitabı okudu
Modern eğitimin tarihçesi
1700'lerin sonunda 1800'lerin ortalarına kadar, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'ya muazzam bir sosyal dalgalanma damga vurdu. Amerika'da çiftçiler ayaklanarak dünyanın en güçlü imparatorluğunu devirdiler. Fransız köylüleri de ayaklandı; kral ve kraliçelerin başlarını kestiler. Bugünkü Almanya'nın bir parçası olarak
Sayfa 87
Reklam
452 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.