"Kef kef geçer denizler âvâre muzdarib hâl Dağlar şikâyet eyler sabr ü sükûn elinden" Nev'î (Şu garip hâle bakınız ki denizler sürekli hareketten yorgun düşmüş, dağlar hareketsizlikten şikâyet ediyor. Öyle mi olmalı hâlbuki; kadere rızâ lâzım.)
Sayfa 34
Doğruyu, gerçeği söylemeleri yüzünden canlarından oldular. Hallacı Mansurlar, Nesimi'ler... Hangi birini sayalım? Ozan Esma da üç çocuğuyla yatağında öldürüldü. İğneli şiirler yazıyor diye. Öldürten mi? Tanrı elçisi ! Can verenler var bu uğurda yüzyıllar boyu. Hangi birini sayalım?
Reklam
1919'dan sonraki birkaç yıl boyunca, komünist Rus idareciler ve onların dünya çapındaki destekçileri ırkçılık, kolonyalizm ve emperyalizm karşıtı yeni Rusya'nın zaferinin Türkiye, İran ya da Afganistan gibi ülkelerde yeni hükümet ve liderlere yol açarak onları Sovyetler Birliği'nin doğal müttefikleri haline getireceğine inanıyorlardı. Bu da gerçekleşmedi. Az sayıda istisna dışında, yeni milliyetçi ve kolonyalizm karşıtı baskın yöneticiler -Türkiye'de Mustafa Kemal, İran'da Şah Rıza, Afganistan'da Emanullah ya da daha sonra Çin'de Çan Kay Şek gibi isimler- Rusya'yla pek ilgilenmedikleri gibi kendi ülkelerindeki komünistleri de dikkate almadılar ve imkân bulur bulmaz da yok ettiler.
Sayfa 43 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Arzuhal
" Annenin evlatla alışverişi olmaz ama evladın olur. Anneler verir, evlatlar alır. Sadakadır annenin ömrü, yoksa cennet serilirmiydi ayaklarının altına? Allah yolunda can verene şehit derler ki en yüksek makamdır cennette. Allah yolunda can olanlara, cana can katanlara anne derler ve cennet annelerin ayakları altına serilmiştir. Demekki can vermek kadar can olmak da rıza sebebi olan cennettir. "
Hasan Rıza Soyak(genel sekreteri)
Birdenbire gök mavisi gözleri açıldı ve sert bir hareketle başını sağa çevirdi. Ben artık hıçkırıklarımı zaptedemedim. Diz çöktüm.Sağ elini elimin içine aldım.Öptüm ve yüzüme sürdüm.
Sayfa 194Kitabı okudu
Olağan Yaşamın Doğasının da Ütopik Olduğu İddiası
Gerçekliğin başarılı politik yaratıcılarının tamamı ise, çok büyük istisnalar bir yana, sıradan oyunların yazarlarıyla pek çok ortak yana sahiptiler; bu yazarların kurguladıkları canlı olaylar, ruh ve yenilikten yoksun olmaları nedeniyle can sıkıcıydılar, fakat özellikle bu yanlarıyla bizi o artık her türlü değişikliğe rıza gösterdiğimiz, direnci kıran mahmurluğa sürüklüyorlardı.
Sayfa 32
Reklam
861 öğeden 851 ile 860 arasındakiler gösteriliyor.