sürekli 1974 yılındaki o günü, hastane odasını, hasan'ın dudak ameliyatından sonraki uyanışını düşünüyorum. baba, ali, rahim han onun yatağında toplanmış, bir el aynasında yeni dudağını inceleyen hasan'ı izlemiştik. o odadakiler şimdi ya öldü yada ölmek üzere. ben hariç...
(Çin halkı) bunca hizmet ettiğini düşünmeden "Türk halkını öldüreyim, neslini yok edeyim" der imiş. (Türk halkı) yok olmak üzere imiş. Yukardaki Türk Tanrısı (ve) Türk kutsal yer ve su (ruhları) şöyle yapmışlar: Türk halkı yok olmasın diye, halk olsun diye, babam İlteriş Hakanı (ve) annem İlbilge Hatunu göğün tepesinden tutup (daha) yükseğe kaldırmışlar muhakkak ki. Babam Hakan on yedi adamla baş kaldırmış, (İlteriş) baş kaldırıyor diye haber alıp şehirdekiler dağa çıkmış, dağdakiler (şehire) inmiş, derlenip toplanıp yetmiş kişi olmuşlar. Tanrı güç vermiş (olduğu) için, babam hakanın askerleri kurt gibi imiş, düşmanları (da) koyun gibi imiş. Doğuya (ve) batıya sefer edip (adam) toplamış (ve) yığmış. (Sonunda) hepsi yedi yüz kişi olmuşlar. Yedi yüz kişi olup devletsiz kalmış, hakansız kalmış halkı, cariye olmuş, kul olmuş halkı, Türk örf ve adetlerini bırakmış halkı, atalarımın dedelerimin töresince (yeniden) yaratmış (ve) eğitmiş.
Sayfa 27 - Türk Dil Kurumu
Reklam
Sıcak bir yaz günüydü. Saat üçe yaklaşıyordu. Şişman ve midesine düşkün olan Avni hazım rehavetiyle kendinden geçivermişti. Odadakiler bakışlarını telaşla onun masasına çevirmeseydiler başmüfettiş bir şeyin farkına varmayacaktı.
Everest YayınlarıKitabı okudu
83 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
‘’Sonunda yalnızdım ve artık asla yalnız olmayacaktım!’’ ‘’Bize hiç bir şey yapılmadı, yalnızca tam bir hiçliğin içine koyulduk, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz.’’ " İnsan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. Bekleyip durur insan. Hiçbir şey olmaz. İnsan
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020239,5bin okunma
211 syf.
9/10 puan verdi
#alıntı “Ne zaman kendini kendine tanımlamaya kalkışsa hep o noktaya geldiğinde kavrayışının yetersiz kaldığı, sözcüklerle doldurmanın hiçbir yarar sağlamayacağı bir boşluk, bir oyuk, bir karanlık hep kalırdı. Sözcükler öğütülüyor, boşluksa kalıyordu. Onun ki, içinde hep eksik bir şey kalan bir öyküydü. Yanlış bir öyküydü, hep yanlış olmuştu.
Michael K. Yaşamı ve Yaşadığı Dönem
Michael K. Yaşamı ve Yaşadığı DönemJ. M. Coetzee · Can Yayınları · 2018324 okunma
Zarlar kendi lehine geldiğinde utanarak kendisine, "Ben acaba hilekâr bir oyuncu muyum?" diye soranı seviyorum. Çünkü yenik düşmek ister o. Bir şey yapmaya başlamadan önce altın sözler saçanı ve her zaman söz verdiğinden fazlasını yapanı seviyorum. Çünkü kendi batışını arzular o. Gelecektekileri haklı göstereni ve geçmiştekileri kurtaranı seviyorum. Çünkü şu andakiler tarafından yok edilmek ister o. Yaralanınca bile ruhu derin kalabileni ve küçük bir olayla mahvolabileni seviyorum. Böylece köprüden karşıya geçebilmeyi ister. Ruhu dopdolu olanı ve bu yüzden kendisini ve içindeki her şeyi unutanı seviyorum. Böylece her şey onun batışı olur. Tini ve kalbi özgür olanı seviyorum...
Sayfa 26
Reklam
49 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.