SADİ-İ ŞİRAZİ (1182?-1292)
İran Edebiyatı'nın meşhur isimlerindendir. Namı sadece İran coğrafyasıyla sınırlı kalmamış, doğu ve batı edebiyatlarını çeşitli yönlerden tesiri altına almıştır. Hayatı hakkında, genel ve kesinlik arz etmeyen bilgiler mevcuttur. Asıl adı Ebû Muhammed Sadî Şerefüddîn Muslih bin Abdullah'tır. Doğum yeri Şiraz'dır. Bağdat'ta devrin ulu şeyhleri ve önemli hocalarından dersler aldıktan sonra bilgi ve tecrübesini artıracak uzun yolculuklar dizisine başladı. Kendisinden bahseden eserlere göre Batı Asya'nın uzak noktalarından Mezopotamya, Küçük Asya, Hicaz, Şam, Lübnan, Anadolu, el-Cezîre, Suriye, Mısır, Marakeş, Azerbaycan, Belh, Gazne, Gücerat gibi devrin gözde merkezlerini dolaştı. Yaklaşık 35 sene devam eden bu seferlerde görüp yaşa dıklarını eserlerine yansıttı.
MOLLA CÂMÎ (1414 - 1492)
Büyük bir âlim ve şâir olan Molla Câmî'nin asıl adı Abdurrahman'dır. 1414'te Horasan'ın Câm şehrine bağlı Harcird kasabasında doğduğundan Molla Câmî ismiyle tanınır. Öğrenim hayatı babasının yanında başlamış tır. Babasının Herat'taki Nizamiye Medresesi'ne müderris olmasıyla öğrenimine bu şehirde devam etti. Özellikle Arap grameri ve edebiyatına dair eserleri okudu.
Reklam
Kaşığı uzatıyorlar bana, bu bir kaşık hayatı. Hayır istiyorum ve istemiyorum, bırakın, kusayım kendimi.
sartre'dan seçmeler
"Biz gümbürtüye gitmiş insanlarız. Biz hayatı ıskalayanlardanız. Hiçbir işe yaramayacağız. Hiçbir işe... " Duvar
Kafka Okur Dergisi Yayınları
Türk dili, Arapça ve Farsçadan çok kelime almıştır. Fakat bunları sadece malzeme olarak almış ve kendi millî dehâsının tefekkür ve ifade sistemi olan grameri içine yerleştirmiştir. Cümle şekli ve fiiller mekanizması tamamen Türk dehâsına uygundur. Biz dilleri ve ırkları, zaman dediğimiz vâhimenin hangi noktasında ele geçirdiğimizi dahi bilmeyiz. Ondan evvel, dünyada dilin ve ırkın nasıl mâceralar geçirdiği ise, tamâmen meçhûldür. Saf dil ve saf ırk, ancak bir anka kuşudur. Her edebiyat gibi, divan edebiyatı da, edebî sanatlar üzerine kurulmuştur. Edebî sanatlar, hayatî bir ihtiyaç mahsulüdür. Fantezi değildir. Fantezi dahi bir hayatî ihtiyaçtır. İnsanın hiçbir faaliyeti yoktur ki, hayat ihtiyacının mahsulü olmasın. Edebî sanatların isimleri birer etikettir. Bir kumaşın üzerine takılan etiket ile kumaşın mâhiyeti arasında ne kadar derin fark vardır.
392 syf.
8/10 puan verdi
LÜZUMLU ADAM 1: Sait Faik çözüm romanı
YALNIZ HATTA YAPAYALNIZ büyük hikâyeci Sait Faik Abasıyanık’ın sıkıyönetim mahkemeleriyle, sivil polislerle, ucuz Rum kızlarıyla, büyük aşklarla, derin yalnızlıklarla, meyhane masalarıyla, kıraathanelerle, arka sokaklarla, denizle, martılarla, balıkçılarla, sigara dumanıyla, hayal kırıklıklarıyla ama en çok da yazma tutkusuyla dolu, naif
Yalnız Hatta Yapayalnız
Yalnız Hatta YapayalnızÖzlem Esmergül · Destek Yayınları · 2018498 okunma
Reklam
32 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.