"Arador Kral'ın dedesiydi. Oğlu Arathorn evlenmek için Aranarth soyundan gelen Dfrhael'in kızı olan Zarif Gilraen'e talip olmuştu. Bu evliliğe karşı çıkmıştı Dfrhael; çünkü Gilraen küçüktü ve Dtinedain âdetlerince evlilik yaşına ulaşmamıştı henüz.
"'Dahası,' demişti, 'Arathorn olgun yaşta, sert bir adamdır
Bir de bakalım Leyla köşesinden
Aşkın kadın adlı penceresinden
Bırakmıştı kendini yazılmış olana
Susmak ve konuşmamak denen cana
Evlenmişti ve görünüşte mutlu
Şimdiden memnun ve gelecekten umutlu
Fakat bir eksiklik ufacık bir nokta
Kalbi kurcalıyordu hala
Mecnun ne olmuştu neredeydi
Nasıldı ne yapıyordu hali neydi
Geceleri loş gölgeler
youtu.be/gEdPoSx1g6M?si=...
gece leylak ve tomurcuk kokuyor
yaralı bir şahin olmuş yüregim
uy anam anam, haziranda ölmek zor
calışmışım onbeş saat
tükenmişim onbeş saat
yorulmuşum, acıkmışım, uykusamışım
60'lık tabanda saymayı bugünkü Irak topraklarının eski sakinleri Sümerler buldu. Bunu sağ elin, dört parmağının 12 boğumunu sağ baş parmağıyla tek tek sayarak yapmış olmalılar. 12'yi bulunca sol el serçe parmağını kapatıyorlardı. Sonra yine aynı eli ve başparmağı kullanıp dört parmağın boğumlarını 13'ten 24'e kadar saymaya devam ediyor, 24'e geldiklerinde bu kez sol elin yüzük parmağını kapatıyorlardı. Sol elin her parmağı 12 sayı değerinde olduğu için böyle böyle 60 'a kadar sayıyorlardı. (12x5 parmak=60). Bugünkü zaman ölçüsü birimimiz 60 da bu 60'lık tabandan gelir : Bir saat 60 dakika, bir dakika da 60 saniyedir.
Kimse bir kitap kaybetmek istemez. Bir daha okumayacak olsak da başlığında eski, belki de kaybolmuş bir duyguyu taşıyan bir kitabı kaybetmektense bir yüzük, saat veya şemsiye kaybetmeyi yeğleriz.
Bir Yazı Anlamak
kışsa
zordur bir yazı anlamak
gerçekten kurtulamadım o yaz gününden
papatya firengi ve haritalar
suskunluk uzay ve bütün öbür şeyler
kim nasıl tanıyorsa ben öyleydim işte
sağ tarafımda deniz sol tarafımda rüzgar
aldığım son solukla
kıvılcım gibiydim, cigaraydım
olur olmaz şeyleri
ve eski yalıları yakmaya
tanıdığım hiç kimse
istemiyordu sorulmasını
geldiği ülkenin
sen sor haziran
GÖĞE BAKMA DURAĞI
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Beni güçlendiriyorsun Lusin.
Ne var ki İstemiyorum güçlenmeyi ben.Daha doğrusu
Bulunmuş bir eşyayım da sanki, örneğin
Bir para cüzdanı, bir anahtar zinciri
Ya da eski bir saat ... her neyse
Kullanıyorum kendimi bulduğum gibi.