Burada bir fikir vermek üzere Kur’an’ın i‘câzını ortaya koyan üç özelliğinden söz etmek mümkündür: 1. Söz Sanatı. Seçilen kelimeler ve dizilişi, grameri, uygulanan edebî sanatlar, kelimelere –dilin imkânları sonuna kadar kullanılarak– yüklenen mânalar. 2. Üslûp ve Şekil Özelliği. Kur’ân-ı Kerîm’den önce Araplar’da, sözlü edebiyatın iki şekli
Savaş Sanatını Tuvalette Okuma Sanatı
Savaş Sanatı; asırlarca önce yaşamış Çinli bir komutan, Sun Zi'nin nesiller boyunca aktarılan öğretilerinin derlendiği ilginç bir kitaptı. İşin daha da ilginç kısmı, anlattıkları her ne kadar savaş esnasında alınması gereken aksiyon planlarından ibaret dursa da; hemen hemen her bir cümlesi, günlük hayatımızda yaşadığımız politik, ekonomik ve sosyal zorluklara nasıl göğüs gerebileceğimize dair ipuçları sunmakta. Duru dili ve ders kitabı izlenimini veren içeriğiyle nötr bulduğum bir eser olsa da, tuvalette zaman öldürmek için idealdi.
Kitabı okurken öğrendiğim kelimeler:
Gark olmak: Suya ya da toprağa gömülmek, suya batmak; bir şeyden bol miktarca olmak.
Hudut: Sınır.
İttisal: Bitişme; değme, dokunma.
Müessir: Etkili, sonuçlu; dokunaklı.
Münevver: Aydın, aydınlatılmış.
Müşahhas: Somut.
Tevcih: Belli bir yöne döndürme, yöneltme; rütbe, makam verme.
Savaş Sanatı 
Sun Tzu
Esrar Dönencesi
"İnsan ıstırabının sınırlarının dışında yaratılmış olan her şey bumerang etkisi yapar ve felaket getirir."
İşte kitap yazmayı düşündüğümde beni engelleyen şey tam olarak buydu; felaket ama başkalarının değil, benim kendi felaketim. Deyim yerindeyse uç noktalarda yaşayan bir adamdım hatta direkt uç noktada, bir uçurumun kenarında