HASAN KANTARCI’YLA “YOLLARIN İZİNDE”…
M. NİHAT MALKOÇ
Herhangi bir kimsenin, daha çok bir edebiyatçının gerek yurt içinde gerekse yurt dışında gezip gördüğü yerlerdeki toplumları, kentleri, mekânları, yaşayışları, âdet ve töreleri, gelenek ve görenekleri, doğal ve tarihî güzellikleri, ilgi çeken değişik yönleri edebî bir üslupla kaleme alarak
Sincapları yakından tanırım. Çocukluğum dağlık, yabani bir memlekette geçti. Orada biz çocuklara, oyuncak yerine ayı yavrusu, karaca, sansar, tilki veya sincap getirilirdi.
Tedavi için Frankfurt'a giden Haşim'in yazılarından oluşan kitap. Gördüğü durumları betimlemelerle anlatmış. Ben beğenemedim ancak deneme tadında okunabilecek kısa bir eser.
Atatürk de kendi toplumunun geri, hattâ hasta olduğu kanaatindeydi. Ahmet Hâşim’in pek çok yazımda atıf yaptığım 1919 tarihli bir mektubunu okuyanlar, Atatürk’e hak vermeden edemezler. Bu mektubu bu önsöz içinde, mümkün olduğu kadar çok kişinin okumuş olması için, tekrar yayınlıyorum. Unutmayın, bu mektup yazıldığı zaman ortada ne Atatürk’ün
Sıradan bir gezi yazısı kitabı değil kesinlikle. Ahmet Haşim, tedavi amaçlı gittiği Almanya'yı ve gidiş güzergâhında yer alan Macaristan ,Avusturya gibi ülkeleri en ince ayrıntısına kadar müthiş bir gözlem gücüyle aktarmayı başarmış.Haşim'in Almanya'yı dışardan güzel görünen içi kurtlu kocaman bir elma olarak tanımlaması aklımda kalan ilginç benzetmelerinden . Okunulası bir eser.