Çoğu kez aşk olarak belirtilen şey, sevme beceriksizliğini ve sevememeyi gizlemek için kullanılan maskeden başka bir şey değildir.
"İnsanın hayattaki temel görevi kendini doğurmaktır." -Erich Fromm
Reklam
"Senin olan her şeyi terk et, kendini bütün zincirlerden kurtar, ol!"
O dönemde milyonlarca kişi Hitler hükümetini “Almanya” ile özdeşleştirdi.
Nüfusun bir bölümü, herhangi bir büyük direnç göstermeksizin Nazi rejimine boyun eğdi, ama bunlar direnç göstermedikleri gibi Nazi ideolojisinin ve siyasal uygulamalarının hayranları haline de gelmediler. Bir başka bölüm insansa yeni ideolojiye iyice kendini kaptırdı ve onu savunanlara fanatik bir tutumla bağlandı. Birinci grupta daha çok işçi sınıfıyla liberal ve Katolik burjuvazi vardı. Özellikle işçi sınıfının kusursuz bir örgütünün bulunmasına karşın, bu gruplar, ta başından 1933’e dek Nazizme sürekli karşı oldular gerçi ama, siyasal inançlarının gereği olarak kendilerinden beklenebilecek içsel direnci göstermediler. Direnme istekleri çabucak söndü ve o andan sonra da rejime pek güçlük çıkarmadılar (bütün bu yıllar boyunca Nazizme karşı kahramanca savaşan küçük azınlığı saymazsak elbet). Bu, Nazi rejimine boyun eğmeye hazır olma durumu, ruhbilimsel açıdan, daha çok, içsel bir yorgunluk ve el etek çekmeden kaynaklanmış olsa gerektir: bu ruhsal durumun, içinde bulunduğumuz çağda da demokratik ülkelerde bile, bireyin belirleyici özelliğini oluşturduğu, bundan sonraki bölümde gösterilecektir.
Çağdaş insan hala kaygılı; özgürlüğünü çeşit çeşit diktatöre teslim etmeye doğru gidiyor ;ya da kendisini makinenin küçücük bir çarkına dönüştürmüş, karnı tok,sırtı pek, ama özgür bir insan değil de bir robot haline gelerek bu özgürlüğü yitirmek yönünde ilerletiliyor.
Erich Fromm
Yanında huzur bulduğunuz insanlar servetinizdir. (Erich Fromm)
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.