Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne yapalım?...Kendi düşen ağlamaz!!
Biz hayatta iki silah arkadaşı gibi idik. Elimdeki silâhımı aldıkları bir zamanda beni arkamdan vurmak doğru mu?
Ben, seni sevmesini, senden ayrıldıktan sonra öğrendim.
Reklam
İstedim ki çok, pek çok sevileyim, kendi sevdiğim kadar değilse bile çünkü buna imkân yok ona yakın sevileyim.
.....öteden beri en büyük şikâyetlerinden biri de kitap okumaya vakit bulamaması idi. Her zaman okuduğu sayfanın en tatlı yerinde bir iş çıkardı. Hele sabahları karısının "Haydi Ali Rıza Bey, vakit geldi; vapura yetişemeyeceksin," diye Azrail gibi başına dikilmesi o kadar zıddına giderdi ki...
Eski sıhhatimi, bana her şeyi hoş gösteren eski neşemi artık bulamayacağım. Gülerken ağlıyorum, ağlarken gülüyorum, dakikam dakikama uymuyor.
Saçım ağarıncaya kadar sana çocuk gibi inandım. Ne bileyim "saçlı sakallı, okumuş, yazmış adam. Elbette bir bildiği var" diyordum. Artık yeter... Mademki bu işi bırakmak namus icabı imiş, bırak...
Reklam
Hatıralarım bile başkasına ait şeyler gibi geliyordu. Onlar, artık bende ne bir keder, ne bir heyecan uyandırıyordu.
Hangi korkunç kuvvetti ki bu iki ayrı dünya kadar farklı insanı birbirlerini tanımadan, aynı dilden konuşmaya sevk ediyordu.
Saklamaya çalışma nafile. Sevda, çocuk gözlerinden uyku gibi akıyor.
Aydınlık, hasta gözleri nasıl incitiyorsa, saadet de hasta gönülleri öyle sızlatıyor. Hasta gözler gibi hasta gönüller için de karanlıktan iyi ilaç yok.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.