Handan Hocadan güzel bir şiir.( Yorum yapmadan geçmeyelim :) )
Göğsümün için de ışıksız ayna, çizmiş suretime hüznünü, kapkara bir boyayla,hep bir eksik yüzümün rengi soluk,bir gelişe koşar gibi nefesim soğuk...
Elimde değil kader ne yapsan bilmem ki,yoksa zamanın mürekkebi mi bozdu yüzümdeki ahengi...
Bağırıp durdu bir sessizlik, yırttı kulağımın perdesini,aradı hep gözlerim, bir sadakatin
Edebiyat, hepimizin bu sitedeki ortak gayesi. Kimimiz günlük dertlerimizden, telaşlarımızdan kaçmak, kimimiz merakımızı gidermek, kimimiz bakış açımızı genişletmek, kimimiz de boş zamanlarımızı değerlendirmek için edebiyat şemsiyesi altına sığınmışız. Zaman zaman kendimize "Edebi bir metin nasıl okunur?", "Doğru bir okuma yapıyor
"Edebiyat nasıl okunur?" Öncelikle şunu söylemek istiyorum. Bu konu hakkında incelemeyi okuyacaklara vaaz verecek kadar kendimi yetkin görmüyorum. Bu incelemede yazacaklarım, İngiliz Edebiyat Eleştirmeni Eagleton'ın düşüncelerinin bende bıraktığı izlenimler olacaktır.
Edebiyat hepimizin bu sitedeki ortak gayesi. Kimimiz günlük
Çocukken masallarla öğrenen insan, büyüdüğünde de misallerle daha iyi anlayabiliyor. Saygı duyulması gereken zekalar, güzel bir kurguyla büyük bir evreni size sunabiliyorlar. Kurmacanın bu büyülü dünyasını kullanan Tanpınar da bize, bir enstitü üzerinden dünyayı ve insanı anlatıyor.
Derinliği ve felsefesi olan bir roman, aynı zamanda oluşturduğu
Tüm bu kalabalığın ortasında
İçimde dolu kimsesizlik hissi
Ne zaman küçük bir umut ışığına koşturduysam
Peşimden geldi karanlığın ayak izleri
Yazılan bütün şarkı ve şiirlere karşılık
Kulaklarımda sessizliğin korkunç melodisi
Unutmaya çalıştıkça bir şeyleri
Her yanı sarıyor geçmişin silik gölgesi.
-Berf