Bizim, peygamberi ısırmasın diye ayağını yılan deliğinin üstüne kapatan Ebu Bekir'imiz, suikastı haber alınca peygamberin yatağına yatan Ali'miz var. Son yudum suyu birbirlerine gönderip susuz şehit olan sahabelerimiz var. Bizim, "İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız”, “Sizden biriniz kendisi için sevdiğini Müslüman kardeşi için de sevmedikçe (istemedikçe) gerçek mümin olamaz”, "Size aranızdaki sevgiyi artıracak bir şey söyleyeyim mi, selamlaşınız”, “Hediyeleşin ki aranızdaki sevgi artsın," diyen bir peygamberimiz var! "Sevelim, sevilelim, dünya kimseye kalmaz." diyen Yunus'umuz, düşmanın attığı taştan değil, dostun attığı gülden incinen Hallac-ı Mansurunumuz var.
Londra Konferansı
... Zira bu iştirak, Ankara için resmen tanınmak anlamına gelecekti ve de İtilaf Devletleri'nin "Türkler savaş peşinde, barış istemiyorlar" yalanının reddedilmesi demek olacaktı. Hatta orada müspet bir gelişme daha oldu; sözü ilk önce İstanbul heyetine verdiklerinde Tevfik Paşa, "Türk milletinin gerçek temsilcisi Ankara Hükümeti'dir. Sözü Bekir Sami Bey kardeşime veriyorum" gibi çok önemli bir çıkış yaptı. Bunun üzerinde tarihçilerin durması gerekir.
Sayfa 216 - KronikKitabı okudu
Reklam
"Gerçek dost hem hüznünü hem sevincini paylaşabildiğindir. O yanında olmayınca hep bir şeylerin eksik kaldığı, kemale ermediği kişidir. Dost, yanında olan değil içinde olandır. Dost, derdini duruşundan anlayıp ahvalini sorandır. Uzun cümleler kurmak zorunda olmadığın kişidir dost. Utanmadığın, sıkılmadığın, usanmadığındır dost."
"beni koruyan, gözeten kalbimin en gizli köşelerindeki isteklerimi bilen biri var," diyemeyen herkes aslinda gerçek anlamda yalnizdir.
...Biz aynı dili konuşuyoruz ama evladımızı namaza başlatamıyoruz. Yani hâl gerçek hâl ise kal' e ihtşyaç yok belki de?
Reklam
Geri197
978 öğeden 971 ile 978 arasındakiler gösteriliyor.