Sırçadan yapılmış gibi parçalar bizi kader ve yapışmaz bir daha asla kırıklarımız.
YKY yayınlarıKitabı okudu
Arapların gözüyle Haçlı seferleri'nin Müslüman bir okuyucu için en sarsıcı tarafı, konu edilen dönemdeki İslam dünyasının, bugünküyle büyük benzerlikler içermesi.
Reklam
Taraji komik bir cevap vermişiz
Her an aşagıdaki meydana atlayacakmış gibi duran bu paha biçilmez at, Venedik'teki pek çok hazine gibi Haçlı seferleri sırasında İstanbul'dan yagmanarak getirilmişti. Yagmalanarak getirilen bir başka sanat eseri de kilisenin güneybatı köşesinde atların altında duruyordu:Tetrark olarak bilinen, mor bir porfirdi. Heykel, on üçüncü yüzyılda İstanbul'dan getirilirken ayagının kırılıp kaybolmasıyla tanınıyordu. 1960 'larda ayak mucizevi bir şekilde İstanbul' da bulunmuştu. Venedik, heykelin kayıp parçası için istekte bulunmuş, Türk yetkililerse basit bir mesajla cevap vermişlerdi:Siz bizim heykelimizi çaldınız biz de ayagı vermiyoruz.
Müslümanlar özellikle 8-13. yüzyıllar arasında, matematikle, tıpla, astronomi ve coğrafyayla uğraşan sayısız bilim adamı çıkardılar, bu alanlarda sayısız eserler verdiler. Yani o meşhur Haçlı Seferleri boş yere olmadı, Müslümanlar 13. yüzyıla kadar diğer coğrafyalara göre çok daha ileride ve gelişmişti. Ne zaman ki “bu dünya boştur, her şeyini terk et, benliğini terk et, ne gerek var dünya işlerine, cennetin yolu şeyine bağlanmaktır” lafl arıyla milletin beynini uyuşturan bu adamlar gücü ve kudreti ellerine geçirdiler, çoğunluk üstünde söz sahii oldular, işte o zaman müslümanlar patır patır dökülmeye başladılar. Müslümanların 13. yüzyıldan önce ve sonra çıkardığı bilim adamlarını bir mukayese edin. 13. yüzyıldan önce matematikçisi, filozofu, tıpçısı cirit atarken, 13. yüzyıldan sonra müslümanların çıkardıkları “alim”lerin birçoğu hiçbir halta merhem olmayan “din adamları”dır. Sebep? Sebebi işte Arabi’nin yukarıdaki satırlarda özetlediği tasavvuf felsefesindedir.
Sayfa 76 - Düşün YayınlarıKitabı okudu
266 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın dili oldukça kolay, tarih okumayı sıkıcı bulanların bile sıkılmadan okuyacağı türden tarih kitabı, kitap tam bir bilgi hazinesi. Özellikle tarihseverler için. Haçlı seferleri sırasında yaşanan katliamları anlatırken kendinizi o savaş meydanında hissedeceksiniz. Eser, Haçlı seferlerini yanı sıra Arapların iç meselelerine, İktidar kavgalarına kadar değindi ve bunları yazar anlatırken eksileri ve artıları da birer birer anlatıyor. Yazar olayların bir kısmını kendi ağzından bir kısmını o zamanın görgü tanıklarını konuk ederek anlatıyor. Kaynaklara sık sık yer veriyor.
Arapların Gözünden Haçlı Seferleri
Arapların Gözünden Haçlı SeferleriAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20221,824 okunma
266 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Bir döneme damgasını vuran Haçlı Seferlerini bir de Arap vakanüvislerin bize aktardığı şekliyle ve Amin Maalouf'un kaleminden okuyalım. Sıkıcı tarih kitaplarından farklı olan bu kitap araştırma inceleme tarzında ancak okuyucuyu çok yormayan akıcı bir dille yazılmış olup Doğu ve Batı diye adlandırdığımız tarafların mücadelelerini, ihanetlerini, direnmelerini, teslimiyetlerini ve her türlü entrikanın döndüğü bir dönemi biz okuyuculara gösteriyor. Sadece savaşları değil tam manası ile mücadeleyi okuyacağınız ve günümüze ışık tutan bu kitabı bu konuya ilgisi olanlara tavsiye ediyorum. Daha fazla yorum okumak için aşağıda yer alan linke tıklayarak bloguma ulaşabilirsiniz. dogavekitap.wordpress.com/2024/05/29/arap... #araplarıngözündenhaçlıseferleri #aminmaalouf #ykyyayınları #dogavekitap #dogavekitapankara #okudumbitti #kitap #kitapyorum #severekokuyorum #kitapsevgisi #kitapkurdu #kitapkolik #kitapokuyorum #kitapönerileri #kitaplarım #kitaplığım #yorum #kitapönerisi #kitaptavsiyesi #neokudum #okuyorum #kitapseverlertakipleşiyor #kitaptanıtım
Arapların Gözünden Haçlı Seferleri
Arapların Gözünden Haçlı Seferleri
Amin Maalouf
Amin Maalouf
Arapların Gözünden Haçlı Seferleri
Arapların Gözünden Haçlı SeferleriAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20161,824 okunma
Reklam
CHP-MSP koalisyonunda en fazla tahribat TRT'de ve Millî Eğitim Bakanlığında oldu. Öğretmen okulları, lise, ortaokul müdürleri süratle değiştirilmiş, yerlerine genel afla sicilleri temizlenen TÖS’lü, TÖB-DER’li militanlar getirilmişti. Türkiye'nin en ücra köyündekine varıncaya kadar ülkücü kimliğine sahip öğretmenler ve öğrenciler baskı,
Maara'da bizimkiler yetişkin putataparları kazanlarda kaynatıyorlar, çocukları şişe geçiriyorlar ve kızartarak yiyorlardı. Frenk kronikçi Raoul de Caen'ın bu itirafını Maara yakınlarında oturanlar okuyamayacak, ama gördüklerini ve duyduklarını hayatlarının sonuna kadar hatırlayacaklardır. Çünkü yerel şairler tarafından ve sözel gelenek ile yayılan bu gaddarlıkların anısı, zihinlerde silinmesi zor bir Frenk imgesi yaratacaktır.
Türkler ve Haçlı Seferleri
Türkler, İslâm aleminin bu iki cephesinde, yani garp ve cenup cephelerinde, Bizanslılardan başlayarak her türlü Hristiyan kavimlerle on asırdan fazla bir müddet çarpışmışlardır. Ve bugün hala çarpışmakta devam etmektedirler; ancak, günümüzdeki çarpışma silahlı bir çarpışma değildir. Bu çarpışma, Fransa büyük ihtilalinden sonra gelişen milliyet fikrinin hakim olduğu devirlerden başlayarak gelen, Osmanlı içtimai nizamını mahvetmek, Osmanlı devleti hudutları içindeki gayr-i Müslim unsuru ayaklandırmak şeklinden, imparatorluk dağıldığı için uzaklaşmış; çatışma, sadece manevi ve içtimai sahaya inhisar etmiştir. Ehl-i salip (haçlı) seferleri XIII. asır sonlarına kadar iki yüzyıl devam etmiştir. Ehl-i salip seferlerinde Hristiyanlara en çok mukavemet eden, yani bu mutavassit cephede İslâm alemini en çok müdafaa edenler yine Türkler, Türk sultanları, Türk ümerası, Türk beylikleri ve Türk mücahidleri olmuşlardır. Ehl-i salip muharebelerinin ve hayasızca savletlerin, böyle altı-yedi asır süren uzun bir fâsılaya uğraması, yine Türklerin himmet, gayret, cesaret ve büyük bir imparatorluk kurmak maksadı ile ve İslâm için fî-sebîlillah mücadelelerinin neticesidir.
Haçlı seferlerine kadar olan zaman diliminde, Hristiyanlık hep İsâ'nın barışçıl yönü ile "tebliğ" edilmiştir. Fakat Haçlı seferleri ile bu karakter değişmiş, Hristiyanlik bir şiddet aracına dönüşmüstür. Denilebilir ki Papa II. Urbain daha ziyade "pasif" bir şekilde Hristiyanlığı yayma yerine Hristiyanlığı “militarize" etmiştir.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.