1958’de yayınlanmış bir köy romanıdır. Yazarın ilk yapıtıdır. Kitap köy gerçekliğinive köy gerçeklerini anlatır.
Kitapta, köylü-bürokrat ezen-ezilen eşitsizliği ve ortaya çıkan çelişkiler irdelenir.
Romanın dili yalın ve anlaşılır. Yöreye ait şive/ağız kullanımı romana ayrı bir doğallık katmıştır.
Romanda, oğlu Kara Bayram, gelini Haçça ve torunları Ahmet ve Şerife ile yaşayan Irazca'nın köy içerisinde hiyerarşiye başkaldırışı anlatılır. Olay Burdur’un Yeşilova ilçesine bağlı seksen haneli Karataş köyünde geçer.
Yılanların Öcü adlı romanıyla Baykurt, derebeyli düzenden anamalcı düzene geçişi konu edinerek, bireysel ve bilinçsiz bir başkaldırıyı çözümler.
Olayların gerçek bir mekânda geçtiği romanda, Doğu kültüründe önemli bir simge
olan ‘yılan’ın kullanılması dikkat çeker. Romanda kötülük simgesi olarak yer alan yılan,
işlevsel bir görev üstlenir. Güçsüz ve ezilen sınıfı temsil eden Kara Bayram’ın ailesinin
yılanlarla olan mücadelesi aynı zamanda, onların güçlü ve ezen sınıfla yaptıkları mücadelenin de simgesel boyutunu oluşturur.
Yazar içinde yaşadığı halkın yaşadığı sorun ve çelişkilere kayıtsız kalmaz ve bir bakıma sözcülük rolü üstlenir. Bu romanda bu rolün yerine getirilmesinde araçsal bir önem kazanır.