Gelgelelim,
Beter, bize kısmetmiş.
Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
Susmak ve beklemek, müthiş
Genciz, namlu gibi,
Ve çatal yürek,
Barışa, bayrama hasret
Uykulara, derin, kaygısız, rahat,
Otuziki dişimizle gülmeğe,
Doyasıya sevişmeğe, yemeğe...
Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
Ve asıl biz biliriz kederi.
Özgürlüğe hasret, hapishanede büyüyen, yaşadıklarını çocuk saflığıyla yansıtan zeki bir küçük adam. O kadar içten anlatıyor ki kendinizi aniden o koğuşta, o avluda buluyorsunuz. Her sorguladığı olaydan çıkarılabilecek oldukça fazla anlam var. Okuyun, okutun…
Ben inanırım
Susan babalara
Annelerin yaşama telaşına
Bir çocuğun beklerken
Terleyen yüreğine
Yolların tükenmez birer
Hasret katarı olduğuna
İnanırım, ölümün bir gün
Bizi de güzelleştireceğine..
Eskidenmiş o: Boston’da bir çocuk kaçırılınca Hamburg’daki halkın uyku yüzüne hasret kalışı. Eskidenmiş, Paris’te bir adam balondan düşüp San Francisco’luların yas tutması.