Akademisyen olan Orhan bir seminerde tanıştığı ve kendisini tam olarak tanımadığı Firdevs'e platonik olarak aşık olmuştur. Firdevs'in de bir başkasına aşık olduğunu bilmeden... Fakat Firdevs her ne kadar başkasına aşık olsa da aşık olduğu kişi ona zarar vermektedir ve Firdevs her başı sıkışıp kendini kötü hissettiğinde Orhan'a sığınır. Orhan ise ona maddi manevi destek olmaktadır. Bir gün Firdevs'in ortadan kaybolması Orhan'ı hayattan soyutlar ve bir arkadaşına ait olan geçmişte bimarhane olarak kullanılan Osmanlı saraylarının ve İstanbul zenginlerinin hastaları ve istemeyenleri zorla kapattıkları bu hastanenin eve dönüştürülmüş bir bölümüne yerleşir. Burada Defne, Belma ve Ahmet Hilmi Bey ile tanışır. Kendi yaşayacağı acıdan habersiz onlarında acıklı hikâyelerine ortak olur.
Yazarın dili sade ve akıcıydı. Beğendiğim bir kitap oldu.