Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kadınlar şiirli aşklar hülya ederler ve aşklarında şiirle bahtiyar olurlar.
Sayfa 109 - İş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bayıldım kitaba,bir arkadaşımın elinde görüp almıştım iyi ki almışım.Sade,akıcı bir kitap daha ilk sayfalarda sizi kendine çekiyor.Ailede herkesin kendisine göre yalanları ve bu yalanların üzerine kurulu düzenleri var.Karakterlerin ayrı ayrı olaylara bakışı, konuşmaları çok hoşuma gitti,hepsinin ayrı bir hikayesi var dinledikçe hepsine hak veriyorsunuz.Özellikle de Ethem ile Nurten'in hayat hikayeleri beni derinden etkiledi.Hülya karakterine de bayıldım keşke geçmişe takılıp kalmasaydı o da.
Söyleme Bilmesinler
Söyleme Bilmesinler
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20235,1bin okunma
Reklam
"İnsanı kendi kötülüğünden fazla üzen bir şey yok Hülya. Ölmek üzereyken bile böyle bu. Hatta en çok ölmek üzereyken böyle."
Sayfa 30 - HEP KİTAPKitabı okuyor
Şifa diye artıkları yediler
Hülya S. cemaatin Kur'an eğitimcileri arasındaydı. Derviş olarak gördüğü Çalışkan'ın başından bir saç teli düşse alıp saklıyordu. Çalışkan Hülya S. 'ye "Manevi kızım," diyordu. Hülya S. Çalışkan'a taparcasına bağlıydı. Mustafa hoca yemekten kalktığında, bıraktığı artıkları ye­mek için yarışırdık. Yemek artıklarının şifa olduğunu dü­şünüyorduk.
İnsanlık hangi bilgi teknolojisine ulaşsa da hangi yüzyılda olsa da Kur”an’ın teknolojik bilgisini geçemez, daima bilgimiz hep Kur’an’a göre geride kalacaktır . Bilim ve ilim birbiriyle çelişmez, çakışmaz . İlimden bilim doğarak hakikati meydana getirir . Kur’an’a her açıdan bakarak , bizlerde açtığı ilim seviyesinde yaşayarak insanlığa hizmet edeceğiz.
Bundan üç-beş bin sene önce ve daha öncede Kur’an geçerliydi , üç - beş bin yıl sonra da o günkü bilince göre Kur’an kendisini açacak ve böylece yine Kur’an ilmi içindeki teknolojik bilgi o dönem için de geçerli olacaktır. Tam şu an bizim yüzyılımızda da geçerli olduğu gibi.
Reklam
Bu bilinç ilânihâye devam edecek bir olgudur . Bu nedenledir ki Kur’an , daima kişinin hem bireysel bilincinden hem içinde bulunduğu zamandan hem de o yüzyılın bilgi ve teknolojisinden daima ileridedir. O nedenle Kur’an ‘ın zamanı “an” iken insanlığa göre hep gelecek zamandır.
Kur’an’ı her defasında kulakla dinleyip gözle takip etmeyi tekrar tekrar aşağıda bahsettiğimiz prensiple yaptıkça , bulunduğumuz bilinç seviyesinden bir üst bilince ulaşırız . Aynı ayet tekrar okunduğunda bu defa Kur’an kendisini kişinin bu yeni bilincine göre açacaktır. Sürekli devam edildiğinde merdiven basamağı çıkar gibi bilinç katmanları bir bir tırmanışmış olacaktır .
Bu kadar çok boyutlu bilinç seviyelerini iç içe barındıran Kur’an , kendisini okuyucuya açan adeta canlı bir organizma gibidir . Okuyan hangi bilinçte ise Kur’an kendini o bilinçten okuyucuya açar . Diğer bilinç boyutlarını ise açmayarak , o bilincin manaları kişiye kilitli kalacaktır . Bu kilit ancak kişi bilinçlendikçe açılabilmektedir.
Herkes öyledir. Dışardan göründüğü gibi değil ki hiçbir şey. Herkes her şeyi bilecek olsa oturduğumuz evlerde, mahallelerde duramayız. Herkes bir şeyler saklıyor işte. Biz kimiz ki, ne yalanımız olacak? Birbirimizle ne alıp veremediğimiz var? Koca dünyada küçücük insanlarız, bakınca herkes işinde gücünde. Ama şu kadarcık insanın bile birbirine bin tane yalanı var. Ama benden çıkmasın. Ne babamın sırrım söylerim, ne Ekrem'in arabadaki kızı, ne Emin'in yediği boku dökerim ortaya: Sonra kötü ben olurum. Zaten kötüyüm hepsinin gözünde, biliyorum. Ben söylemem. Ben çirkinim diye en kötü benim sanıyorlar. Sevgi güzel diye, en iyi o. Hey gidinin dünyası... En iyisi sus kızım Hülya, vurma kimsenin ayıbım yüzüne, çıkarma kimsenin ipliğini pazara... Kararlıydım buna. Ben söylemeyecektim yani.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.