Bu tepkisinin sevgi eksikliğiyle ilgisi yoktur. O yaşta “cee” oynamayı sever ama henüz saklambaç oynamaya hazır değildir. Gözünün önünden ayırdığınızda stres hormonları devreye girer.
Çocuk ayrılık kaygısını 7 - 9 aylıkken duymaya başlar; 10 - 15 ay arası bu kaygıyı en yoğun hissettiği dönemdir; 3 - 3,5 yaşına geldiğinde bu kaygısı azalır.
İnsan yavrusu 2,5 yaşından itibaren anne babasının görüntüsünü kafasında canlandırabilir; ama henüz sürekli değil; stresliyken bunu beceremez.
Yokluğunuzda sizi düşünmek için “annesinden bir parçayı”, örneğin bir fotoğraf veya üzerine kokunuzun sindiği bir bez parçasını yanında götürebilir.
İleride arkadaşlarını tercih edeceği günleri düşünüp bunun keyfini sürün, hayat çok kısa!
Memelilerin tümü, sıkıntılarını yüksek sesle ifade etmeden önce annelerini beklerler. Anne yokken bunu pek göstermemek daha hayırlıdır. Anne (=güvenlik) geri döndüğünde birikmiş gerilim boşaltılabilir. Yuvada süt dökmüş kediye dönen çocuğunuzun, akşamları evde size cehennem azabı çektirmenin sebebi de budur. Sizi görünce “koyvermek” üzere gün boyunca yaşadığı tüm stresi içine atar. Bu, anneler açısından zor bir durumdur; çocuklarının kendilerine kötü davrandığı izlenimini edinebilir veya kötü bir anne olduklarını düşünebilirler; özellikle de eşleri “Bak çocuk benimle hiçbir sorun yaşamıyor” diyorsa!
Ağlama ve öfke patlamaları bazen -çoğunlukla- çocukların gerilimi üzerinden atmasının bir yoludur; bunun için koşulsuz bir sevgi kaynağına yani anneye başvururlar. Ergenlik çağına geldiklerinde de onların gazabına uğrayacağınızı düşünecek olursak, bu davranışları yıllar boyunca göğüslemeye hazır olmanız gerekir. Unutmayın ki çocuğunuzun öfkesini size kusmasının sebebi otorite kuramamanız değil, sizin yanınızda kendisini güvende hissetmesidir.
“Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil, onlar kendi yolunu izleyen Hayat’ın oğulları ve kızları. Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.”