Şevkle okumaya başlayıp elimde sürünen bir kitap oldu maalesef. Okurken tarihten mi anlatıyor yoksa kurgu mu hayal mi diye ayırt etmekte güçlülük çektim. Belki uzun bir sürede okumamdan kaynaklı olabilir lakin tarihi okumak isterken, değişik bir kurgu ve hayal okumuş gibi hissettim. Dil anlatımını Ahmet Şimşirgil hocaya benzettim fakat yazarın tarihten ziyade kurgu gibi anlatmasıyla Ahmet Şimşirgilden ayrılıyor. Ayrıca Ahmet Şimşirgil'in anlatımı sade de olsa Kızıl Elma'da sürekli kendini tekrar eden kelimelerle karşılaştım. Biraz sıktı beni. Anlatımı çok yalın. Ben tarihi bir roman beklerken maalesef zayıf bir anlatım ve dille karşılaştım. Belki beklentim çok fazlaydı ama konusunu, anlatım biçimini de dilini de güçlü bulamadım. Kitabın anlatımını biraz Mustafa Necati Sepetçioğlu'nun "Benim Adım Yunus Emre'nin" diline benzettim akışı anlatım biçimi benziyor fakat Kızıl Elma sürükleyici bir kitap değildi. İkinci kitabı Ayasofyayı okuyup okumamakta tereddütte kaldım.Baklentimin çok altında oldu. Okuyacaklara tavsiyem başladıklarında kısa bir sürede okumaları çünkü bir sürü kişi var başlık başlık ayrılıyor hatırlamak için çok fazla bekletmemek gerek. Kitapın içine giremediğim için elimde süründü.