Bir şairi eleştirmek bana saçma gelir... Yüreğimizin teline dokunmaz bazen ama başkaları için çok şey ifade eder mısralar...
Bu kitapla birlikte bir şairi tanıdım, bazı mısralarında istediklerimi buldum bazılarını sevmedim. Bazılarında hızlıca geçtim. Beni derinden etkilediğini söyleyemem ancak farklı bir tınısı olduğu aşikar.
Kitabın sonunda güzel bir söyleşi var. Ve Cemal Süreya'nın güzel bir yazısı...
Orhan Veli İstanbul'dan, Atilla İlhan Paris'ten
Nazım Hikmet ovadan, Ahmed Arif ise mapushaneden sesleniyor bize.
Tıpkı bu şiirde olduğu gibi..
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğrunda ölümlere gidip geldiğim
Zulamdaki mahzun resim.
Görüşmecim yeşil soğan göndermiş
Karanfil kokuyor cigaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin..
ABİ İKİ ÇAY, BİR DE ELLİ İKİ GETİRIVER SANA ZAHMET
22 kısa hikâyeden oluşan kitaba, "Mahalle Kahvesi"nden giriş yapıyoruz. Mahalle Kahvesi'nin en akılda kalıcı yanı Sait Faik'in gözlemciliğini zirveye çıkarmasıdır. Ayrıca Sait Faik bunu, kahvede en azından bir saat bile bulunmuş herkesin fark edeceği üzere oldukça gerçekçi şekilde aktarmıştır. Bu hikayeyi okurken benim aklıma, okuldan