Chesterfield, "Herkes kendi ahlaksızlığıyla kalsa çok az insan bu denli ahlaksız olurdu." der. "Çürük bir odun karanlıkta ne kadar ışık saçarsa zevk hayatı sürdüren gençler de o kadar parıldar." diye devam eder.
"Günlerde yaşıyoruz, günleri mesken tutuyoruz, kimi acılı kimi sevinçli günlerde.
Çok büyük, varoluşsal bir yıkım yaşayan insanlar, karanlığın ortasında umut ışığını bulmalarına yardımcı olacak, onlara uzanacak bir el arar. Zifiri karanlıkta ruha yön gösterecek bir ışık çakımı. Çöl sıcağında bir serinlik. Varoluşsal bir sarsıntı ruhun üstünü örttüğünde, bir kum fırtınasında nasıl göz gözü görmüyorsa işte hayatın yolları da öyle görünmez olur; bu hengâmenin ortasında kalan insanlar bir yön, bir ışık bulmakta zorlanırlar.
Hayatın o en zor geçitlerinde, karanlığı delen bir ışık mutlaka vardır. Onunla yolumuzu bulur, onunla yaşamaya devam ederiz. Senin içinde yanan kandili kimse söndüremez. Etrafı zifiri karanlık kapladığında sakın korkma. Kendi ışığına yürü."
Günlerde yaşıyoruz, günleri mesken tutuyoruz, kimi acılı kimi sevinçli günlerde.
Çok büyük, varoluşsal bir yıkım yaşayan insanlar, karanlığın ortasında umut ışığını bulmalarına yardımcı olacak, onlara uzanacak bir el arar. Zifiri karanlıkta ruha yön gösterecek bir ışık çakımı. Çöl sıcağında bir serinlik. Varoluşsal bir sarsıntı ruhun üstünü örttüğünde, bir kum fırtınasında nasıl göz gözü görmüyorsa işte hayatın yolları da öyle görünmez olur; bu hengâmenin ortasında kalan insanlar bir yön, bir ışık bulmakta zorlanırlar.
Hayatın o en zor geçitlerinde, karanlığı delen bir ışık mutlaka vardır. Onunla yolumuzu bulur, onunla yaşamaya devam ederiz. Senin içinde yanan kandili kimse söndüremez. Etrafı zifiri karanlık kapladığında sakın korkma. Kendi ışığına yürü.