Hekimlik, bir sanattır, aslında objesi insan olan tek sanattır;
‘insanları hastalandırmama’ sanatıdır.
Hekimliğe adım atanların ilk dersi,
‘primum nil nocere’ yani ‘önce zarar verme’ diye başlar.
Size İngiliz bir arkadaşımdan bir örnek vermek istiyorum. Çocuğu uyumadığı zaman yürütüyordu... Benim çocuğum hiperaktif diye bir şey yok! Yorulana kadar yürütün. Çocuk enerjisini harcayamazsa tabii ki uyuyamaz.
Eğer imkân varsa su kenarında yürüyün. Mesela akarsu çok önemlidir, deniz kenarı, dere ya da nehir kenarı olabilir. Akarsuların kenarında negatif iyonlar oluşur ve bu iyonlar vücudu rahatlatır. Duştan çıktığımızda ya da Türk hamamında banyodan sonra rahatlamamız veya yağmurdan sonra havanın ferahlaması, bir şelalenin yanında birdenbire rahatlık hissetmemiz ve hafiflememiz de aynı nedenledir. Bu sebepten dolayı eski evlerde şadırvan ya da avlularda mutlaka fıskiye yapılırdı.