Kitap sayfa olarak az ama duygu yoğunluğu çok fazla, olaylar hızlı gelişiyor. Kendinizi bir maceranın içinde hissediyorsunuz. Sürükleyici olduğu için bir çırpıda okunuyor ama etkisinde çıkılmıyor. Birkaç gün kitaptaki olayları düşünüp durdum. Kitabın çoğu yerinde yazar ne hissetmemiz gerektiğini bize söylüyor gibi gelse de aslında kitaptaki kahramanlar hepimizden parçalar içerdiği için kendimize göre yorumlayabiliyoruz.
Yılmaz’ın farkına vardığı gerçekler bana kendi hayatımda değiştirmek istediğim yerleri hatırlattı. Kişisel gelişim kitabı türünde bir eser değil ama çoğu kişisel gelişim kitabının vermediği mesajı bize kitaptaki olaylar ile anlatıyor. Kitaptaki İstanbul’dan Sahra çölüne uzan yolculuk ile ben de kendi içimde bir yolculuğa çıkmış oldum.
Çöl MektubuMurat Kaya · Dorlion Yayınevi · 202026 okunma
"...Acısını çekiyor boş vermişliklerinin ait olduğun topraklar,
Seviyorsun topraklarını,
Önceleri tozu dumana katıp gitmek istediğin ne varsa bir çırpıda geri dönmek istiyorsun..."
"Her nereye gidersen git, bir nefes fazlaya ihtiyacın olacak çocuk. Her aldığın nefesin bir rengi olacak. Bazen soğuk bir deniz mavisi, bazen ise sıcacık bir güz sarısı. Ne kadar renkliyse nefesin o kadar renkli olacak hayatın."
Hepimizin bulunduğumuz durumdan veya konumdan başka bir yerde olmayı istediğimiz olmuştur. Uzaklarda, yeni bir yerde sanki daha çok kendimiz olacağımızı, belki de orada kendimizi bulacağımızı hissederiz. Kendimizi, benliğimizi kilometrelerce uzaklarda aramak daha mı yakındır içimizde aramaktan? Bunu tek yaşayan biz değiliz, peki ya bunu yaşayan karakterimiz neler yapıyor?
Çöl MektubuMurat Kaya · Dorlion Yayınevi · 202026 okunma