Kara Kemal Bey:
- Terakkiperver Fırkayı desteklemediniz mi? -Destekledim elbette. Memlekette farklı fırkalar olsun, muhakeme, muvazene, denge olsun istedim. İttihat ve Terakki Fırkasının muhalefetsiz kalınca koca devleti nasıl tarumar ettiğini hepimiz gördük. Aynısı olmasın diye çabaladım. Halk Fırkasını frenlemesini, cumhuriyet rejimini yerleştirip güçlendirmesini umut ettim. İstiklal Harbimizin hürmet edilen komutanları ortaya çıkıp da bir fırka kurunca, üstelik terakkiyi ve cumhuriyeti fırkanın esas umdesi yapınca mutlu oldum. Kendim içinde yer almamakla beraber bütün gücümle destekledim. - Fakat ömrü kısa oldu. Şark isyanını çıkaranlar firkaya da sızdılar... -Sizanlar olmuş mudur bilmem. Bu hususta fırka idarecilerinin müteyakkız olduğuna inanıyorum. Sızıntıya asla izin vermemişlerdir. Şark Fatihi Karabekir Paşadan, Hamidiye Kahramanı Rauf Beyden, Ali Fuat Paşadan, Refet'ten bahsediyoruz. Bunlardan böylesi bir gafleti nasıl umarsın? - Gaflet olmasa mahkeme niçin bu kararı versin? - Kurtla kuzunun suyu bulandırma hikâyesidir. Mahkeme sadece fırkayı değil, muhalefet eden herkesi susturdu. En başta da matbuatı.
Sayfa 350 - Selis KitaplarKitabı okudu
Kara Kemal Bey...
- Ben suçsuzum Enver... Allah şahit ki, suikast işinde hiçbir dahlim yok. Gazi Paşanın öldürülmesi memlekete yapılacak en büyük kötülüktür.
Sayfa 349 - Selis KitaplarKitabı okudu
Reklam
İsmail Canbulat :((
İmamın son telkinlerini dinleyip şehadet getirdikten sonra otomobile bindirilip idam edileceği kışla önüne getirildi. "Otomobilden inip sehpaya doğru yönelirken İttihatçıların tarih önünden çekilişlerini temsil edercesine dimdik yürüyordu." Darağacının altına vardığında celladın müdahalesine izin vermeden sandalyeye çıktı. Cellat, ipi boynuna geçirmeden önce gözlüğünü çıkarmak isteyince tok sesiyle müdahale etti: -Bırakınız gözlüğü! Siz vazifenizi yapınız. Cellat Kara Ali, elini hızla geri çekip gözlüğünü düşürmeden ipi boynuna geçirdi. Bu esnada jandarma subaylarından biri yanına yaklaşmış, dikkatlice onu süzüyordu. -İsmail Canbolat bu mu? Cellat başını salladı. İsmail Canbolat ona doğru bakmadı bile. Metin duruşunu bozmuyor, gözlüklerinin üstünden meçhul bir noktaya bakıyordu. Sandalye devrildi, gecenin sessizliğinde "hık" diye bir ses duyuldu. İttihatçıların en güçlü adamlarından Canbolat ipte sallanıyordu. İngilizlerin İstanbul'da asmaya cesaret edemedikleri Canbolat'ı Kel Ali izmir'de asmıştı.
Sayfa 334 - Selis KitaplarKitabı okudu
Kara Kemal Bey... :((
- Ne bileyim. Bir yolu vardır elbet. Madem siyaset bunlara sökmüyor, madem söz ve yazı hürriyetini tümüyle susturdular...O zaman anladıkları dilden konuşmak lazım. - Neymiş anladıkları dil? - Az önce kendiniz söylediniz; hadiseler kendi şartlarını zorluyor. - Doğru, illa ki zorluyor. Lakin ikilik denilen illet tek taraflı oluşmaz. -
Sayfa 171 - Selis KitaplarKitabı okudu
Kâbe'nin İçi
Kâbe'yi ilk Hz. Adem'in oğlu Şit Aleyhisselam taştan yapmış. Sonra Hz. İbrahim Aleyhisselam daha güzel yapmış. Zemzem kuyusunu da Hz. İsmail bulmuş. Annesi Hz. Hacer, çocuğunu bugünkü zemzem kuyusunun olduğu yere bırakmış, su aramış. Safa ile Merve arasında yedi defa gidip gelmiş. Serap uzaktan su gibi görünürmüş. Koşarmış... Yedi defa
- Öyleyse bazı şeyleri beyhude konuşuyoruz. İki ay sonra seçimler yapılacak. Gazi Paşa kuracağı fırkanın isminden umdelerine kadar birçok şeyi açıklamışken İttihat ve Terakki Fırkasına neden ihtiyaç duysun? Kara Kemal, sorudan hiç memnun olmamıştı. Ancak yerinde bir soruydu ve salondaki birçok kişinin kafasında benzer istifhamların oluşması normaldi. Kendinden emin ve kararlı bir ses tonuyla kestirip attı: - Çünkü bize ihtiyacı var. Bu memlekette İttihatçılara rağmen inkılap yapılamayacağını en iyi Mustafa Kemal Paşa bilir!
Sayfa 27 - Selis KitaplarKitabı okudu
Reklam
283 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.