Bir kez daha bangır bangır duyduk ki; Kızılay bangır bangır kan anonsu yaparken “kanamalı hasta için acele Türk kanı, Kürt kanı, Arap kanı, siyah kan yada beyaz kanı” aranıyor demiyor! Çünkü kan’ın ve can’ın tarafı olmaz.
Sermiyan Midyat
Kurt yavrusu müthiş bir aşamaya yükselmişti. Soyunun tüm savaşçı kanı uyanmış, dalgalar halinde içinden kabarıp taşıyordu. Henüz bilincinde değildi ama yaşamak, işte böyle bir şeydi. Dünyasına anlam veren şeyi gerçekleştiriyor, ne için yaratıldıysa, onu yapıyordu: et yemek ve o eti öldürmek için savaşmak. Varoluşuna en mükemmel anlamını ancak bu şekilde verebilirdi çünkü hayat, ne yapmak için donanımlıysa, en çok onu yaparken zirvesine ulaşır.
Sayfa 74Kitabı okudu
“Dünya’daki Eskimo kabilelerinin kurtları nasıl öldürdüğünü bilir misin?”
... “Kurtlardan daha yavaş ve zayıf olduklarından, jilet keskinliğinde bilenmiş bıçakları kanla kaplayıp buzların içine diklemesine koyarlarmış. Sonra kurtlar gelip kanı yalarmış. Ve kendini kanın şehvetine kaptıran kurt giderek daha hızlı yalarken kendi kanını içtiğini anlayana kadar iş işten geçermiş.”
Bütün ırkların kanı Beşerî Şef’in damarlarına şırınga edildikten sonra, o cidden, her ırkın dehâsını kendinde toplayan hakikî bir Beşerî Şef oldu. Yunan zekâsının yanında Fransız nükteciliği ile İtalyan müzik dehâsı; İspanyol ateşiyle birlikte İngiliz soğukkanlılığı, Çinli sabrı ile Amerikan tezcanlılığı, Ermeni çalışkanlığı ile Yahudi ticaret kabiliyeti, Alman felsefeciliği ile Rus mistisizmi, Arap asaleti ile Kürt temizliği, sözün kısası her şey, her meziyet onda birleşti.
Sayfa 98Kitabı okudu
