548 syf.
·
Puan vermedi
·
29 günde okudu
Edebiyat tarihi izlenimi veren; Türkçe'nin, Divan'dan 1960'a kadarki gelişimini konu edinen; mümkün olduğunca tarafsız bir gözlem aktarımı ya da bilgi beyanının yanı sıra, doğal olarak şahsî yorumların da yapıldığı bir eser... Biraz hacimli gözükmesi, yazarın sâde üslubundan dolayı hiç göz korkutmuyor... Konusu da zaten, sâdeleşme meselesi ile ilgili...
Türk Dilinde Gelişme Sadeleşme Evreleri
Türk Dilinde Gelişme Sadeleşme EvreleriAgah Sırrı Levend · Türk Dil Kurumu Yayınları · 20118 okunma
İcât meselesine, rahmetli Ataç ne derdi acaba? :)
Lisanı ıslah etmekte insanların dahli yok değil, vardır. Lakin lisanın tabii olan husûsâtında değil, şimdilik kabul olunmuş olan ıstılâhâtında dahli vardır; o kadar. Yoksa, bir kelimeyi hiç yoktan icat etmek yahut milyonlarla kişinin ağzına düşmüş bir kelimeyi def' ü tard etmek, kimsenin harcı ve belki de haddi değildir.
Reklam
(...) Her üçü de bir dilin, başka dillerden kelime alabileceğini kabul etmekte ancak karşılığı bulundukça, Türkçe kelimelerin kullanılmasını ileri sürmektedirler. Onlar, tasfiyeciler gibi, bütün yabancı kelimelerden kurtulmuş öz bir Türkçe değil, Arap ve Fars kurallarından sıyrılarak kendi özellikleri içinde gelişme yolunu tutmuş, temiz ve yalın bir Türkçe düşüncesindedirler.
Edebiyat-ı Cedide devrinde, Arap ve Fars dillerinin etkisinden olabildiği kadar kurtulmuş yalın bir Türkçe amacını güden başlıca üç kişi görülür: Ahmet Mithat, Şemsettin Sami, Necip Âsım. Bunlardan ilk ikisinin bu konudaki çalışmaları, Tanzimat devrinden başlar.
Bence de..
Her lisan için sadelik bir meziyyet tir, bir meziyyet-i makbule sir. Fakat sadelikten maksat, lisanları teşkil eden kelimâtın avam ağzında yıpranmış olanlarını vâsıta-i ifade etmek değildir.
Servet-i Fünûn Edebiyatı'nın edebî diline dâir...
Agâh Sırrı Levend'in kaleminden...
Reklam
164 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.