"Yanılıyorsunuz benim bir dinim var. Kendi dinim! Hatta ben onların bütün gülünç, sahte törenlerinin, hokkabazlıklarının yanında, hepsinden daha çok dindarım! Tanrı'ya taparım ben! Bu Tanrı ne olursa olsun, hiç önemli değil. Yurttaşlık, aile liderliği görevlerimizi yerine getirmek için bizi dünyaya gönderen Yüce Varlık'a, Yaradan'a inanıyorum. Kiliseye gitmeye, gümüş kapları öpmeye, bizden daha iyi yaşayan bir yığın maskarayı kendi kazancımdan semirtmeye hiç ihtiyaç yok! Çünkü Tanrı'ya pekala bir ormanda, tarlada ya da eski insanlar gibi yalnız gök kubbeyi seyrederek ibadet edilebilir.. dedi Eczacı Homais.
Ah, yaşamda bir ereğim olsaydı, bir sevgi bulsaydım... Bütün gücümü harcardım o zaman, her şeyi yenerdim, her şeyi kırardım!
Reklam
-Ama ben çok neşeli olduğunuzu sanıyordum. +Evet, ama görünüşte, çünkü insanlar arasındayken yüzüme alaycı bir maske geçirmesini bilirim.
‘Neyse,günler birbirini kovaladı, bahar gitti kış geldi; güz gitti yaz geldi. Derken parça parça, lokma lokma bu acı da akıp gitti. Gitti dedimse lafin gelişi, yoksa insanin içinde ne de olsa bir şeyler kalır.’
Şu da var ki aşk üzerine düşen sağanaklardan en soğuğu, en yıkıcısı, para isteğidir.
Sayfa 374 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Hepimiz acı çekmek için dünyaya geldik...
Sayfa 121 - Ema klasikKitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.