İnsanı insan yapan hatırlamak ve bilmek midir o halde ?
“Köle sahibi için en büyük tehlike, kölenin başkaldırması, kaçmasıdır. Ama mankurt isyanı, itaatsizliği düşünemeyen tek varlıkmış. Efendisine köpek gibi sadık, onun sözünden asla çıkmayan, başkalarını dinlemeyen, karnını doyurmaktan başka bir şey düşünemeyen bir yaratık...”
Sayfa 145Kitabı okudu
413 syf.
10/10 puan verdi
·
20 günde okudu
" Bir yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir.. gider gelirdi... Bu yerlerde demiryolunun her iki yanında, ıssız, engin, sarı kumlu bozkırların özeği Sarı Özek uzar giderdi..." Cengiz Aytmatov'un asra bedel bir günü anlattığı Gün Olur Asra Bedel isimli romanını okuyup kapağı kapattığınızda acıları ve umudu bir arada düşünüyorsunuz. Tutsaklığa, baskılara ve sürgünlere karşı bir umut. Kitapta Kazakların geçmişini, bugününü ve yarını bir arada anlıyorsunuz. İnsanın geçmişi, gelenekleri, töreleri, inanışları ile insan olduğunu, aksi halde hafızası ve hatıraları olmayan, ruhunu kaybetmiş, komutlarla yaşayan bir MANKURT olacağını görüyorsunuz. Cengiz Aytmatov'un ustalık eserlerinden olan bu kitabının, dili, içeriği, kurgusu ile herkes tarafından okunmaya değer olduğunu düşünüyorum. Yayınevine ve çevirmene de böyle ince bir işçilik yaparak güzel bir eser ortaya çıkarttıkları için teşekkür ediyorum.
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202146,1bin okunma
Reklam
Mankurtlaştırma
“Ama asıl işkenceyi, genç ve güçlü oldukları için satmadıkları esirlere yaparlarmış. İnsanın hafızasını yitirmesine, deli olmasına yol açan bir işkence usulleri varmış. Önce esirin başını kazır, saçları tek tek kökünden çıkarırlarmış. Bunu yaparken usta bir kasap oracıkta bir deveyi yatırıp keser, derisini yüzermiş. Derinin en kalın yeri boyun kısmı imiş ve oradan başlarmış yüzmeye. Sonra bu deriyi parçalara ayırır, taze taze, esirin kan içinde olan kazınmış başına sımsıkı sararlarmış. Böylece sarılan deri, bugün yüzücülerin kullandığı kauçuk başlığa benzermiş. Buna “ Deri geçirme işkencesi “ derlermiş. Böyle bir işkenceye maruz kalan tutsak ya acılar içinde kıvranarak ölür, ya da hafızasını tamamen yitiren, ölünceye kadar geçmişini hatırlamayan bir mankurt, yani geçmişini bilmeyen bir köle olurmuş. “
Sayfa 143Kitabı okudu
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Tamamen sıkı bir sovyet eleştirisi olan bi kitap oldukça akıcı ve güzeldir. İçinde kırgız folklor özelliklerinden tutunda dönem özelliğine kadar her şey yer almaktadır. Aytmatov un gün olur asra bedel de ki mankurt tiplemesine gönderme vardır. Romanda her sey semboliktir. Mutsuz bir çocukluk geçirenler için hüzünlenecekleri bir eserdir. Teşekkürler Aytmatov.
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201871bin okunma
Tanıdık geldi mi?
"Ama mankurt isyanı, itaatsizliği düşünmeyen tek varlıkmış. Efendisine köpek gibi sadık, onun sözünden asla çıkmayan, başkalarını dinlemeyen, karnını doyurmaktan başka bir şey düşünmeyen bir yaratık..."
Sayfa 145Kitabı okudu
Mankurt nedir? (Juan-Juan işkencesi)
"İnsanın hafızasını yitirmesine, deli olmasına yol açan bir işkence usulleri varmış. Önce esirin başını kazır, saçları tek tek kökünden çıkarırlarmış. Bunu yaparken usta bir kasap oracıkta bir deveyi yatırıp keser, derisini yüzermiş. Derinin en kalın yeri boyun kısmı imiş ve oradan başlarmış yüzmeye. Sonra bu deriyi parçalara ayırır, taze taze, esirin kan içinde olan kazınmış başına sımsıkı sararlarmış. Böylece sarılan deri, bütün yüzücülerin kullandığı kauçuk başlığa benzermiş. Buna 'Deri geçirme işkencesi' derlermiş. Böyle bir işkenceye maruz kalan tutsak ya acılar içinde kıvranarak ölür, ya da hafızasını tamamen yitiren, ölünceye kadar geçmişini hatırlamayan bir 'mankurt', yani geçmişini bilmeyen bir köle olurmuş."
Sayfa 143Kitabı okudu
Reklam
966 öğeden 761 ile 770 arasındakiler gösteriliyor.