Hayır hayır hayır hayır
Gökyüzünde bir çapak gibi duruyorken güneş
Evlerde oturmak bana göre değil
Elimde pergeller, gönyeler, iletkiler
Bir gülün hacmini ölçmeye kalktım
Yanıldığım kesin
Yenildiğim belli değil
Hayır hayır hayır hayır
Bütün şiirlerimi odanın duvarına astım
Ağzım kurudu tükürmekten
Ömrümü cm2'lere böldüm de bir türlü
HAYIR HAYIR HAYIR HAYIR
Hayır hayır hayır hayır
Gökyüzünde bir çapak gibi duruyorken güneş
Evlerde oturmak bana göre değil
Elimde pergeller, gönyeler, iletkiler
Bir gülün hacmini ölçmeye kalktım
Yanıldığım kesin
Yenildiğim belli değil
Hayır hayır hayır hayır
Bütün şiirlerimi odanın duvarına astım
Ağzım kurudu tükürmekten
Ömrümü cm2'lere
Serin bir nisan günü, bilgisayarıma gömülmüş önümdeki dosyaların yarına kadar bitmeyeceğini düşünmeye başladığım vakitte, oturduğum kafenin camından bir ışık yansıdı. Ardından ürkütücü bir gök gürültüsü. Benim içimeyse bir ferahlık. Bir iki derken cama vuran damlalar çoğalmaya başladı. Ben de işimi gücümü bırakıp bu dansı izlemeye
Şeker Portakalı' nın değişik versiyonunu okumuş gibi oldum. Letro on yaşında bir kız çocuğu, ikiz erkek kardeşleri var. 2. Dünya Savaşı Yunanistan'da postane memuru olan dar görüşlü bir baba. Kızlar okumaz, çocuklar konuşmaz gibi tutucu fikirleri ayrıca kemeriyle çocukları dövmesi korkunçtu. Kardeşlerin bir hayali var. Arkadaşlarının anneannesinin mor şemsiyesini çalıp onunla uçmak. Ev sahibinin kiraz ağacını kesmesi çocuklar için bir yıkım oluyor. Kitabın sonu ilginç bir şekilde bitiyor. Okumalısınız.