geleneksel toplumlarda davranışların çoğu diğer insanların beklentilerini karşılamak için yapılır. dostlar, düşmanlar ve insanın önem verdiği diğer kişiler, onun benliğini biçimlendirirler. çağdaş toplumlar ise, insanın varoluşundan haberdar olabilmesini ve kendi iç yaşantısı doğrultusunda davranmasına öncelik tanır. bir başka deyişle, bir insanın gerçek kimliği, yaşadığı olayların ne olduğuna değil, o olayların kişi tarafından nasıl yaşandığına göre belirlenir. kendisini geleneksel değerlerle yönetmeye alışagelmiş insanlar birden bundan yoksun bırakılıp kendi varoluş sorumluluğu ile yüzleşmek zorunda kalırsa kimlik bunalımı denilen olgunun yaşanması da kaçınılmaz olur. hızlı toplumsal değişimin oynak koşulları insanı çabuk karar alma zorunda bırakır. oysa özgürce seçim yapma konusunda çağdaş dünyanın koşullarına hazırlıklı olmayan kişiler ancak, alışılagelmiş, onaylanacağı önceden belirlenmiş, kurallara uygunluğu saptanmış kararlar verebilirler. bu, bir üst otoritenin (baba, kurum, töre, tanrı) kararlarını yinelemekten öteye gitmeyen, esneklikten ve yaratıcılıktan yoksun bir olgudur. dolayısıyla, alışılagelmişin dışında bir durumla karşılaştıklarında paniğe kapılmaları da doğaldır.
696 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Orta Dünya'nın Kutsal Kitabı
14 günlük Silmarillion yolculuğumun sonundan herkese merhaba! Uzun, zamana yayılan ve keyifli bir yolculuktu bu. Tolkien bir evren yaratmış; yarattığı evren bir hayal gücünden ortaya çıkmasına rağmen sadece bir ‘’hayal’’ olarak kalmasına izin vermemiş ve bu tarih kitabını yani Silmarillion’u ortaya çıkarmış. Hobbit ve Yüzüklerin Efendisi bu
Silmarillion
SilmarillionJ. R. R. Tolkien · İthaki Yayınları · 20185,4bin okunma
Reklam
Aramızda Ne Kadar Veli /Katil Dolaşıyor?...
▪️“Biliyor musun kızım, ben bir katilim!” dedi ve sustu kadın. Gelin bir anda şaşırıp kaldı. Kendisi bu evde iki yıllık bir gelindi, şahit olduğu böyle bir olay yoktu; ▪️“Nasıl yani anne, kimi öldürdün, kimin katilisin?” dedi. Kadın yine bir müddet sustuktan sonra; ▪️“Çocuğumun katiliyim, yavrumun katiliyim” dedi. ▪️“Ne zaman, nasıl oldu bu iş?”
Felsefe bilimden ve matematikten farklıdır. Felsefe, bilimin göz- lem ve deneye güvenmesinden ayrı olarak, sadece düşünceye da- yanır. Felsefenin matematikten farklı olarak, biçimsel kanıtlama yöntemleri yoktur. Felsefe yalnızca sorular sorarak, düşünceleri tartışıp test ederek, aleyhlerindeki olası deliller üzerinde düşüne­ rek ve kavramlarımızın gerçekte nasıl iş gördüğünü sorgulayarak yapılır.
Beynim başarısız olmadan başarılı olmanın yollarını arar ama kalbim başarısızlıktan korkmaz, "Hayat, her halinle yaşarım seni!" anlayışındadır. Beynim hep "nasıl yapılır"a kafa yorar, kalbim "ne kadar ileri gidilebilir"e. Beynim içini daha rahat kontrol edebilmek için sınırlar çizmeyi sever, kalbim ise bir yüksek atlamacı gibi o sınırların üstünden sırt üstü ileri atlamayı!
"Öyleyse şimdi vedalaşıyoruz, öyle değil mi?" "Öyle olsa gerek" "İnsanlar birbirleriyle nasıl vedalaşır, Jane? Nasıl yapılır bu tören? Ögret bana. Pek bilmem çünkü" "Birbirlerine hoşçakal , güle güle, derler, efendim... Ya da beğendikleri başka bir veda sözcüğü seçerler." "Söyle, öyleyse" "Şimdilik hoşçakalın, Mr Rochester" "Peki, ben ne diyorum?" "Güle güle diyorsunuz, efendim" "Şimdilik güle güle, Miss Eyre... Bu kadarcık mı" "Evet" "Bana göre değil pek soğuk, pek kuru, pek resmi böyle vedalaşmak."
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.