Edip Cansever (1928–1986) İstanbul’da doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra girdiği Yüksek Ticaret Okulu’ndaki öğrenimini yarıda bırakarak babasının Kapalıçarşı’daki dükkânında ticarete başladı ve 1976 yılına kadar antikacılık yaptı. Turgut Uyar ve Cemal Süreya ile birlikte “İkinci Yeni”nin öncü şairleri arasında anılan
Kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup
Bunu kendine üç kere söyledi
Onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar
O kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım
Ben, yani Yakup, her türlü çagrılmanın olağan şekli
Daha hiç çağrılmadım
Biri olsun "Yakup!" diye seslenmedi hiç
Yakup!
Diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım
Ve içimden durgun ve çürük
🌱 NEFS 🌱
● Çok kıymetli olmak, cimrilik etmek, haset etmek, nazar etmek, kadın âdet görmek, layık görmemek anlamlarındaki "n-f-s" kökünden türeyen nefs (çoğulu, enfüs ve nüfüs) sözlükte ruh, can, akıl, insanın şahsı, bir şeyin varlığı, zatı, içi, hakîkati, beden; ceset, kan, azamet, izzet, kötü söz, bir şeyin cevheri, arzu ve istek
Hiç çıkmamak halinde ve ölgün
Birileri çıkıyordu
Geceden kalma bir lamba yanıyordu, açık
Bir pencerenin sokağa doğru içinde
Bu uyum korkunçtur Yakup!
Yakubun olması korkunçluğudur bu
Dünyanın insana doğru içinde
Yakup, Yakup!
Burdayım, yani ben.. evet, geliyorum
Lambayı söndürmesinler, geliyorum
Siz bütün lambaları yakın, evet
Ben, yani Yusuf, Yusuf mu dedim? hayır, Yakup
Bazen karıştırıyorum.
Edip Cansever
Ebû Eyyub oğlağın yarısını haşladı, yarısını da kızarttı. Yemek pişip Habibullah (sav) ile iki arkadaşının önüne konunca Allah Resulü oğlaktan biraz aldı, ekmeğin üzerine koydu ve: "Ebû Eyyub, bunu al; kızım Fatıma'ya gönder. Günlerdir böyle bir şey yememiştir." buyurdu.
O da alıp Fatıma'ya götürdü. Yemeği yiyip karınları doyunca Nebiler Nebisi (sav): "Ekmek, et, kuru hurma, ham hurma, olgun hurma!" dedi. Gözleri yaşaran Allah Resulü: "Allah'a yemin ederim ki şüphesiz kıyamet günü bu nimetlerden sorguya çekileceksiniz!" buyurdu. Bu sözleri sahabelerine ağır gelince, şöyle buyurdu: "Böyle nimetlere kavuşup, bu nimetleri elinize aldığınızda 'bismillah' deyiniz. Doyduğunuz zaman da: "Bizi doyuran, bize nimet veren, hem de fazlasıyla lütfeden Allah'a hamd olsun." deyiniz. İşte, bu şekilde ona hamd etmeniz yeter."
*bilimkurgu - distopya sevdalıları için Türk edebiyatından eserler seçkisi, listeyi zaman zaman güncelleyeceğim
1. Elektrosfer - Uraz Sarı
2. Pitsim Garı - Gürkan Kadıoğlu
3. Pia Mater / Arachnoid Mater / Dura Mater - Serkan Karaismailoğlu
4. Yarın Yok / Tutsak Güneş - Ayşe Kulin
5. Diğer Evrenin Senaristi / Diğer Evrendeki Kadın / Parçalanmış