Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bedeli Çanakkale’de Altın Olarak Ödenecektir :)
Birinci Dünya Savas esnasinda garbın ve şarkın en çetin güçleriyle savaşmak zorunda kaldık. Dünya izlerine doğan bu son güneşin, son dinin, son koruyucusunun evlatları vatanları, dinleri İçin kanlarının, canlarının son demine dek savaştılar. Birçok cephede birçok düşmanla... Kimi zaman gırtlak gırtlağa, kimi zaman süngü süngüye. Bu cephelerden
Sayfa 63 - ÇamlıcaKitabı okuyor
216 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Çanakkale özelinde birinci cihan harbini ve onun dünyadaki yakınlarını anlatıyor kitap. Açıkçası kitaba dair önyargılarım vardı, Çanakkale savaşını anlatan klasik kitaplardan sanmıştım. Ama düşündüğümün aksine geniş bir coğrafyada olanları anlatıyor. Hindistan'dan Avustralya'ya uzanan bir yelpazede bu savaşa hazırlanan ya da itilen insanların hikayesini sile getiriyor bir bakıma. Kitapta beni en çok etkileyen Broklen Hill olayı ve Hindistan Müslümanlarının maruz kaldığı sansür yasası. Çanakkale'ye malıyla canıyla koşan yardım eden Afgan ve Pakistanlı Müslümanları hep okurduk ama Hindistan Müslümanlarını hiç bu kadar derinlemesine okumamıştım. Askerimizin yemek sorununu daha sağlam delillerle okumak da bir başka şaşırdığım konuydu. Bize pompalananın aksine hiç de hoşaf ekmekle yetinmek zorunda kalmadıklarını, ülkenin mevcud şartlarında iyi bir durumda olduklarını bile söylemek mümkünmüş. Tarihi Kahramanlıkları fazla abartmak damarlarımızda var. Cepheden gelen mektuplarla hüzünlenip, dünya devlerinin bu savaşı nasıl takip edip dünyayı adım adım nasıl savaşa sürüklediğini okuyacaksınız. Çanakkale bir cephe olmaktan çok ötede bir alem ve bambaşka bir dünya. Bütün şehitlerimizin ruhu şâdolsun
Osmanlı'nın Son Kilidi Çanakkale - 2
Osmanlı'nın Son Kilidi Çanakkale - 2Ahmet Emin Temiz · Çamlıca Basım Yayın · 201234 okunma
Reklam
Broken Hill olayı, aslında birinci dünya savaşını ortadoğudaki en büyük muhatabı olan Osmanlı devletini, dolayısıyla türkleri, Avustralya topraklarına kadar girip kan döken barbarlar tanıtarak, Avustralyalıların savaşa gitmesini sağlamak için kurgulanmış bir Avustralya "11 Eylül"üydü.
Sayfa 105 - Ekrem SaltıkKitabı okudu
Yeni dünyanın kanla kurulmuş olmasına dair
Bismarck, "günün önemli sorunları konuşmalar ve çoğunluk kararıyla değil, kan ve demirle çözüme kavuşacaktır!" Dediği 1860lı yılların başında, savaş seslerinin ne zamandır kesilip yerini diplomatların ayak seslerine bıraktığı eski dünyayı, yeni dünyanın neden olacağı kanlı bir savaş için adeta uyarıyor gibiydi.
Sayfa 102 - Anzak Komplosu, Ekrem SaltıkKitabı okudu
İtilaf Devletleri, yüzlerce gemi ve sömürgelerinden topladıkları yüz binlerce askerden oluşan kuvvetleriyle Osmanlı’nın Son Kilidi Çanakkale’yi geçmek ve payitaht İstanbul’u ele geçirmek için 3 Kasım 1914’te Boğaz’a dayanmıştı. Aylarca süren savaşlarda Osmanlı askerleri, devletin bu son kilidini açtırmamak için vücutlarını siper ederek Çanakkale’yi düşmana dar etti. 1914-1915 yıllarının şartları göz önünde bulundurulduğunda, Osmanlı’nın en zayıf ve en buhranlı devrinde, Batı’nın o güne kadar geliştirdiği silah üstünlüğü ile Gelibolu Yarımadası’na saldırmış olmasına rağmen, zafer nasıl maddi yokluk içinde bulunan tarafa gülmüştür? Bu soruyu savaşı kaybeden taraf yıllardır kendisine sormakta ve mantıklı bir cevap aramaktadır. İşte, Osmanlı’nın Son Kilidi Çanakkale 1-2-3 kutulu seti, Çanakkale’deki cansiperâne mücadeleyi farklı yönleriyle ele alan makalelerden meydana geliyor.
Osmanlı'nın Son Kilidi Çanakkale
Osmanlı'nın Son Kilidi Çanakkale
Sorgulamayan ve hataların tekerrürünü önlemeyen bir tarih, yüktür
Sayfa 205 - Ömer AkdağKitabı okudu
Reklam
Ne yazık ki cevabı buldular
İnsan ruhunu yenmek mümkün olmuyor. Dünyada hiç bir ordu bu kadar uzun süre ayakta kalamaz. Aylardan beri gece gündüz savaş gemilerimiz mevzilerini bombalıyor. Son derece hırpalanmış Türkleri, onları koruyan Allah'larından ayırmak için başka ne yapılabilir?
Sayfa 171 - Çanakkale işgal kuvvetleri komutanı Ian HamiltonKitabı okudu
“Şu bir kaç millik bayır ve fundalık”
Daily News gazetesi askeri muhabiri; Gelibolu Yarımadası’ndaki harekatımızın pek ağır ilerlemesi, müdafaa kuvvetlerinin taarruz kuvvetlerinden üstün olduğunu ispat etmektedir. Genişliği önemsiz olan bu cephede dört fırkamız bulunduğu halde henüz ilerlemeye muvaffak olamadık. Osmanlı siperlerine adım adım ilerlemek bile kabil olmuyor. Gelibolu Yarımadası’nda küçük fakat tam bir başarı elde edebilmiş olsaydık bunun siyasi, askeri ve iktisadi pek büyük faydaları olacaktı. Şimdiki halde Hamilton’un orduları zapt etmek istediğimiz arazinin karşısında etkisiz kalmıştır.
Sayfa 88 - ÇamlıcaKitabı okudu
“Cesaret ve erkekliğin tahakkuk ettirileceği yer harp meydanlarıdır. Bu hususta Çanakkale Muharebeleri’ni düşünmek kâfidir. Çanakkale’de meçhul Türk askerinin ahlakî meziyetleri, düşmanın en büyük çaptaki ağır toplarına galebe çalmış ve tarih sayfalarına geçen şöhretli ve şerefli bir misal olmuştur. “ Ord. Prof. Dr. G. Kessler
Sayfa 80 - ÇamlıcaKitabı okudu
Mert Türk Askeri
Reuter Telgraf Ajansı’nın Çanakkle’deki muhabirinin aşağıdaki telgrafı, üzerinde durulmaya değer. Telgrafta özetle şöyle yazılıdır. “Türkler pek merdane ve necibane savaşmaktadırlar. Bunlardan biri, şiddetli ateş altında bile askerlerimizden birinin yarasını sararken; diğer bir Türk neferi de yaralı bir Avustralyalı askerin yanına bir şişe su bırakmak insanlığı da bulunmuştur. Mert Türk neferlerinden biri de İngiliz siperinden uzak bir yerde ekmek yaralanan ve saatlerce aç kalan, bitap düşmüş İngiliz askerine ekmek vermek yüceliğini göstermiştir. Türklerle müsademede bulunan İngiliz askerlerinin hemen büyük çoğunluğu Türklerin İngiliz esirlerine çok iyi muamele ettiğini beyaba hazırdır.
Sayfa 79 - ÇamlıcaKitabı okudu
78 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.