"Hepimize kibar olmamız gerektiği öğretilir. Ama Julia Martin için bu bir istekten öte gibiydi. Daha çok bir ihtiyaçtı."
Sayfa 174Kitabı okudu
Onları, her ne kadar yıpratıcı olsa da bilindik, acı ve şok diyarından alıp yalnızca çok şanslı birkaç kişi tarafından ziyaret edilen cehennem dünyasına, insanların birbirini kasıtlı olarak öldürdüğü kıyıya götürüyordu.
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
Matem dolu bir salon, öfke dolu bir salondan çok daha beterdi. İnsan öfkeye alışıyordu. Günbegün öfkeye maruz kalıp onu özümsemesini ya da umursamamayı öğreniyordu. Ya da uzaklaşmayı. Fakat kederden kaçış yoktu. Er ya da geç gelir seni bulurdu. Bu en çok korktuğumuz şeydi. Korktuğumuz, birini ya da bir şeyi kaybetmekti, acı çekmek değil. Bütün bunların özüne indiğiniz zaman olan şeydi. Çünkü bütün bunlar bizi yasa sokuyordu.
Sayfa 149Kitabı okudu
Cinayet aslında son derece insani bir eylemdi. Öldüren de öldürülen de bir insandı. Ve bir olayı cinayet noktasına getiren de anlık bir heves, bir olay değildi. Duyguydu. Bir zamanlar sağlıklı ve insancıl olan bir his, zamanla kötüleşerek kabarıyor ve derine gömülüyordu. Ama gömüldüğü yerde de rahat kalmıyordu. Kimi zaman on yıllarca gömüldüğü yerde kalıp kendi kendine besleniyor, büyüyor, hırçınlaşıyor ve kinle doluyordu. Derken sonunda bütün insancıl bağlarından kopup serbest kalıyordu. O noktadan sonra bu duyguyu ne vicdan, ne korku ne de görgü kuralları dizginleyebilirdi. İşte olay o dereceye geldiğinde kıyamet kopuyordu. Bir insan, katile dönüşüyordu.
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
285 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.