"Böyle zamanlarda anlaşılır aslında hayatın gerçek şekli. Kim olduğumuzu ve neyin önemli olduğunu belirler bu anlar. Zamanı en çok geri getirmek istediğimiz anlardır, yolumuzu bulmaya çalıştığımız o anlar. Çünkü tercih yaparız. Yaptığımız tercihler bazen mantıklıdır, bazen duygusal. Sonra unuturuz, o tercihleri neden ve ne şartlarda yaptığımızı. Dönüp baktığımızda hiçbir iz bırakmadan kaybolur tercihler, bizi sonuçlarıyla baş başa bırakıp."
Mesaj verme kaygısı hikayenin önüne geçtiğinde okuma eylemi de tatsızlaşıyor. Başlarda maalesef tam olarak böyle hissettim. Okumaya devam ederken de kahramanın entelektüel seviyesini göstermek adına, diyaloglarda hikayenin ritmini bozacak şekilde "bilgi" verme çabası rahatsız etti beni. Böyle olunca karakterle empati kurmak da zorlaşıyor. Baş kahramanımız Özlem, kendi değerleri ile hiç uyuşmayan bir adamla evlendikten sonra onun yaşamına ayak uyduruyor ve eşinin mevcut düzene sırtını dayayarak yaptıklarını tolere ediyor. Her cümlesi ile doğrucu ve duyarlı olduğu mesajı verilse de kendi konfor alanına müdahale edilene kadar kocasının kalın kabuğunda çizik bile yaratmayan sözlü sataşmaları dışında bir tepki vermiyor. Aldatıldığını öğrenmesi onun için bir milat oluyor. Ben maalesef Özlem'i sevmedim ve ister istemez baş karakterini sevmemek bir kitabı okuma isteğimi etkiler mi diye düşündüm. Etkilemedi diyebilirim. Zira son bölüme kadar ne olacağını merak ederek okudum. Bu kadarını başardığını söyleyebilirim.
Pınar Yücel Sarı kaleminden #SıfırNumaralıYolcu ütopik başlayıp sonrasında distopik türe evrilen bir kitap. Hikaye 2050 yılında geçmektedir. Dünya, genel zeka ile yönetilmektedir. Bu sisteme Gaya adını vermişlerdir. Yeryüzünden açlık, hastalıklar, savaşlar silinmiştir. Her şeyin düzen içinde akıp gittiği bir dünya! Düzen akıp giderken makine zekasının insanların üzerinde bir süper zekaya dönüştüğü ve insanların kontrolünden çıktığı fark edilir.
Yazarın anlatımı, dili anlaşılır ve akıcı. Kitabın başında geçen keçi ve sedir ağacının hikayesi sevdiğim bir detay oldu. Kitapla, bir kez daha tüm kötü senaryoların merkezinde insanın olduğunu görüyoruz. Bizlerin algılayamayacağı bir gerçeklik, yaşam nasıl olurdu? Sınırların olmadığı bir dünyayı insan beyni kabul edebilir mi? Kurgusuyla ilgi çekici bir kitap.