Savaş ve Barış; tüm zamanların en büyük ve en iyi savaş romanı. Tolstoy yapmış yine yapacağını.
Savaş ve Barış tarihsel bir anlatı özelliği taşıyor. Napolyo'nun Rusya'yı işgali öncesinde hayatları değişen Rus aristokrasisini konu edinmiştir.
Son derece gerçek yüzlerce karakteri barındırıyor.Kurgudan uzak ,derin analizlerle güçlendirilmiş bir roman.
Savaşların getirdiği kaosu, mantıksızlığı, insan vicdanı ile etiğe aykırılığı; iktidarların , büyük zaferler vaat edenlerin sözlerindeki ve çabalarındaki beyhudeliği gözler önüne seriyor.
Bu yapıt için söylenebilecek en net söz!
"Savaş ve Barış ; tıpkı hayat gibi , ne başlangıcı ne sonu var.Ebedi akış içinde , hayatın ta kendisi "
(Romain Rolland)
Çocukça,
korkuyla ve heyecanla bakan pırıltılı
gözler ifadelerini değiştirmeden
Prens'in üstünde kalakaldı. Sanki
"Ben, hepinizi seviyorum, ben
kimseye kötülük etmedim, ne diye
acı çekiyorum? Yardım edin bana,"
diyordu.
Neyin doğru neyin yanlış olduğunu takdir etmek insanların işi değil. İnsanlar hep hata yaptılar ve yapacaklar, en çok da neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda.