""Kelebek konsa ezilecektim; bilemezsin, kimsesiz ve çaresizdim. Bir mucize bekledim, gelmedi. Kötü bir rüyadır, gelip geçer sandım, geçmedi. Önce fil gibi bir ağırlık çöktü üzerime; sonra ebedi bir mide bulantısı… Bak derinime, o ağırlık hala içimde. İn süveyda gecelerime, canımın canıma ağır geldiği geceler hala ezberimde.
Nasıl
Geceye, yılların mağduriyetini yaşayıp da bir türlü kelimelere dökemeyen bir kişi olarak başlıyorum. Belki sen beni dinlersin umuduyla yazıyorum. Belki sana bu anlattıklarımı benim yüzüme vurmazsın umuduyla yazıyorum. Belki yarın bir gün bana sinirlendiğinde kendini kaybedip de ağzından bana karşı beni sana anlattıklarıma pişman ettirmeyecek
Herkese merhabaaa! :)
Bugün size, okurken duygudan duyguya sürüklendiğim Son İmparator Serisinin üçüncü ve son kitabı olan
İmparator - Kılıçların Çarpışması ’ndan söz edeceğim.
Barlas, asırlar önce adına yazılmış kehanetin gerçek yüzünü öğrendiğinde büyük bir hayal kırıklığı yaşasa da, özellikle Grace’e karşı olan kırgınlığını öfkesinin ardına saklamayı ve artık tüm
Aşırı sıkıldım.
Aşırı uzatılmış sahneler var. Ufukta çok kanlı bir savaş var ama biz feyrenin gündelik hayatını okuyoruz. Savaş iki üç hatta dördüncü planda kalmış gibi.
Bu kitabın ilk bölümünü okumak eğlenceliydi. Savaş ikinci plandaydaydı ve feyrenin her adımı tamlin in sarayını mahvetmek içindi ki bunu hakketti gibi. Ama açıkçası o kadar da