Yaa yalanı ortaya çıkan 2. El dindarlar
- Ne abdest, ne oruç, ne namaz, ne niyaz... Karılı erkekle, çoluklu çocuklu hepsi akşamdan sabaha kadar sarhoş! Ayol onlara peri değil, şeytan bile görünemez!
Sayfa 120Kitabı okudu
Eliyle dokununca gölge gibi uçup silineceğini kesinlikle bildiği halde yine Sermet Bey'in dizileri titremeye başladı. İçinden, "Ben korkmuyorum, fakat vücudum korkuyor!" dedi.
Sayfa 117Kitabı okudu
"Gözümüz kulağımızdan giren yalanları görür" dedi, "Fakat elimizi bu gördüğümüz şeye süremeyiz. Sürdük mü hemen kaybolur."
Sayfa 116Kitabı okudu
Karısı kız mekteplerinde piyano dersi verirdi.
Sayfa 114Kitabı okudu
Ne kadar önemli ! ! !
Sermet Bey, gözüyle gördüğüne, kulağı ile işittiğine inananlardan değildi. Eliyle sıkı sıkıya tutup hissetmeyince bir şeyin varlığını hükmetmezdi. Gözle kulak onca birer yalan kovuğuydu. Yalanlar hep bize bu dört kapıdan girerdi. Fakat el... Fakat dokunma hissi, hiç dolma yutmazdı. Bütün yanlış inanç, batıl itikatlar bilinci ve hücum için gözle kulağa koşardı.
Sayfa 111Kitabı okudu
Her hadisenin sebebini aramak onda bir hastalıktı. Bulduğu sebebi de, hatta bizzat hadisatın bizzat mevzularını gösterip kabul ettirmek diğer bir hastalığıydı.
Sayfa 100Kitabı okudu
Onlar her şeyi kabul edebilirlerdi,
Lakin cahilliği asla...
Ağzı burnu yerinde (Oldukça güzel, yakışıklı)
Ağzı burnu yerinde olmak onlar için en affedilemez bir cinayettir.
