Sevmeyi, sevilen şeye tek başına sahip çıkmak gibi telakki etmek ne vahşi bir şeydi. Âşık bir esirci mi? Dünyadaki servet, güzellik, sevgiler ve sevgililer herkese yeter, herkesin hakkı...
İnsanlar karışık işlemelerde birbirine girip çıkan renk renk iplikler gibi. Ucunu, izini tamamen kaybettim zannettiğin biri birdenbire karşına çıkıyor...
Tevfik ve emine evlenirler .bir zaman sonra bosanirlar emine hoca olan babasinin yanina gider kizi rabiayida kendisiyle gotirur . Dedesi ona dini egitim verir kuran ogretir sesi guzel oldugundan camilerde dua okur selim pasanin karisi sesinden etkilenip kizi konaga goturur selim pasada ona musiki dersleri verir. Konakda piyano dersleri veren pelegriniyle birbirini severler pelegrini hristiyan oldugundan onun musluman olmasini ister pelegrini musluman olur osman adini alir ve evlenirler.
Sinekli BakkalHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 202218,6bin okunma
Aşk ve kin, bunlar karanlık, aydınlık gibi birbirini tamamlayan hakikatler... Bir taraftan öbür tarafa sallanan bir rakkasın ucu. Rakkasın üstünden geçtiği başka şeyler hep ikinci derecede. Yalnız aşk ve kin ebedi.
Rabia, ömründe bir köşe dönmüş gibi. Köşeleri o hiç sevmez. Dönerken insan asıl kendisini arkada bırakır, köşenin bu tarafında başka insan oluverir. Fakat arkada bıraktığı “kendisi” de peşini bırakmaz. Her köşe döndükçe bir yeni benlik…