Şoke edin onları, sarsın, gıdıklayın, kıvranıp çığılık atsınlar ama sakın düşündürmeyin. Eğer düşünürlerse, gelip bir kutu çorba daha almayabilirler.
Some people carry their gloom, their dark cloud in their saddles; even if you look carefully at their shadows, it is thunderous... ( Bazı insanlar kasvetlerini, karabulutlarını heybelerinde taşırlar; onların gölgelerine bile dikkatli bakarsanız gök gürültülü...) #Can Öktemer#
Reklam
PALAVRALARA DEVAM..
"Herkes her şeyi biliyor". Bilimciler daha çok şey biliyor. Bizim de bir bok bilmediğimizi sanıyorlar. "Ben demiştim".. "Aylarca o fayı çalıştık biz. Şu kadar deprem üreteceğini söyledik. Bizi kimse dinlemedi." Öyle mi? Türkiye'nin her tarafı için söylemedin mi sen onu, deprem üretmeyecek tek bir yer söylesene
Orgazmın mahrem tarihi kaynakçası
KAYNAKÇA Paul Ableman, The Mouth and Oral Sex, Running Man, 1969; Sphere, 1972 (The Mouth adıyla). Federico, Andahazi, The Anatomist, çev. Alberto Manguel, Doubleday, 1 998. Amy Anderson, "My G-spot Secret", Landon Evening Standard, 6 Mayıs 2003. Stephen Bailey (ed.), Sex, Cassell and Co., 1995. Françoise Barret-Ducrocq,
Sayfa 383 - AgoraKitabı okudu
“Onun atları ‘Safinat-ül ciyad’ cinsindendir. Yani durduklarında çok sakin, koştuklarında çok hızlı ve çeviktirler. Safinât özelliği taşırlar. Üç ayaklarını yere basıp, birinin tırnağını üzerine dikilebilecek kadar dakik ve çevik atlardır bunlar. Ciyad, koşuda hızlı olan atlar anlamına gelir. Safinât atın duruştaki güzelliğini, ciyad ise koşuştaki güzelliğini ifade eder. Kral onları seyrettikçe şükrü artar. Eğerli ve zincirli olmadıkları halde garip bir bağla Süleyman’a bağlı olduklarını gördüm. Sevgi dilidir dilleri, halleri ve ilişkileri. Kral da onlara çok şefkatlidir.”
Sayfa 188Kitabı okudu
mantıkın bitmez tükenmez kaziyyelerine, kıyaslarına sarf ettiği ömürler; iğne ile kuyu kazarcasına istihsal edebildiği katreler, söke bildiği kaleler: sonra Tenbihu'l-Gafilin'den istihraca, vaaza çıkmaya başladığı zamanlar; zaman zaman kömürsüz kaldığı, peynir ekmekle geçirmeye mahkum olduğu geceler; karlı, buzlu günlerde derste soğuk hasırlar üstünde diz çürüttüğü zamanlar... hasılı hep. mihnetle, meşakkatle, mahrumiyetle geçen ömr-i perişan...
Sayfa 96
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.