Frodo, kolları gevşek bir halde boynunun etrafında, bacakları kuvvetle kollannın altından kavramış şekilde onun sırtına yerleşince. Sam sendeleyerek ayağa kalktı; sonra hayretle yükün kendisine hafif geldiğini fark etti. Sadece beyini taşıyabileceğinden bile kuşkuluydu, bir de o lanet olasıca Yüzük'ün insanı çeken o korkunç yükünü de paylaşacağını zannediyordu. Ama öyle olmamıştı. Ya Frodo o uzun süreli acılanndan, bıçak yarasından, o zehirli örümcek ısırığından, üzüntüden, korkudan, evsiz barksız dolanıp durmaktan çok zayıf düştüğünden, ya da ona son bir güç bahşedilmiş olduğundan, Sam Frodo'yu Shire'ın çimleri üzerinde veya hasat alanında oynanan bir oyunda sırtladığı minik bir hobbit çocuğu gibi kaldın vermişti. Derin bir nefes alarak yürümeye başladı.