Büyük komutanları göklere çıkaran bütün o askeri tarihler insan egosunun balonunu söndüren bir doğruyu hafife alıyorlar: Eski savaşların galipleri her zaman en iyi komutanlara ve silahlara sahip olan ordular değil, çoğu kez yalnızca düşmanlarına en berbat mikropları taşıyanlardı.
Yüzyıldan fazla bir zaman önce İngiliz bilim adamı Francis Galton bu tersliği çok özlü bir biçimde dile getirmiştir: "Öyle görünüyor ki her bir yaban hayvana evcilleşme şansı verilmiştir, çok eskiden ...
pek azı evcilleştirilmiş, ama bazen yalnızca küçücük bir ayrıntı yüzünden evcilleşmeyi başaramayan büyük çoğunluğu sonsuza kadar yaban kalmaya mahkum olmuştur."
Evcilleştirilebilen hayvanların hepsi birbirine benzer; her evcilleştirilemeyen hayvanın evcilleştirilememe nedeni farklıdır.
Buna benzer bir cümleyi daha önce okudunuz gibinize geliyorsa, haklısınız. Cümlede birkaç küçük değişiklik yaparsanız Tolstoy'un büyük romanı Anna Karenina'nın o ünlü ilk cümlesini bulursunuz karşınızda: "Mutlu ailelerin hepsi birbirine benzer; mutsuz ailelerin mutsuzluğuysa kendine özgüdür." Bu cümleyle Tolstoy şunu demek istiyor: Bir evliliğin mutlu bir evlilik olabilmesi için çeşitli bakımlardan iyi yürümesi gerekir: cinsel arzu uyandırma, para konularında anlaşabilme, çocuk terbiyesi, din, hısım akraba ilişkisi bakımından ve daha başka önemli bakımlardan. Bu temel konulardan birinde başarısızlık evliliğin sonu olabilir, o evlilik mutluluk için gerekli bütün öteki katkı maddelerine sahip olsa bile.
Toplumsal hayvanlar güdülmeye yatkındırlar. Birbirlerine tahammül ettikleri için onları bir araya toplamak olanağı vardır. Üstün bir önderin arkasına içgüdüsel olarak takılıp gittikleri ve insanları önder olarak belledikleri için bir çoban ya da çoban köpeği onları kolayca istediği yere sürebilir.
İnsanlık tarihi çoğunlukla, bir şeylere sahip olanlar ile olmayanlar arasındaki eşitsiz çatışmalardan oluşur. Çiftçinin gücüne sahip olanlar ile olmayanlar ya da bu güce farklı zamanlarda sahip olmuş halklar arasında.
Acaba insan topluluklarındaki nüfus artışı mı insanları yiyecek üretimini zorladı yoksa yiyecek üretime mi insan topluluklarında nüfus artışına yol açtı?